Bu dünyada en tehlikeli insanlar hem nankör hem şükürsüz üstelik fakir olanlardır. AKP'li bir vekilin Dünya jet sosyetesinin mabedi sayılan MONACO prensliğinde sayılı üyesi olan YAT KULÜBÜNDE ıstakoz yemesini ve onu sosyal medyasında paylaşması ülkede büyük infiale neden oldu. Neymiş efendim sayın vekil Şebnem Bursalı orada ne işi varmış? O kulübe yalnızca dünya jet sosyetesinden 1500 kişi üye imiş ve üye olmayanlar oraya giremezmiş. Koskoca vekil giremeyecekte sen Bağkur emeklisi mi girecek? Bunlar zındıklık hatta fitne fesat çıkarma gayretleridir ve asla halkımız bu hezeyana düşmeyecektir. Efendim orada menü EURO bazında olup en ucuz hesap 1000 euro civarıymış ( bizim paramızla 35 bin lira/ benim tam 3 aylık maaşım )nasıl ödenirmiş o hesap? Yahu sen fakirsin, yoksulsun üstelik nankörsün. O vekil; sırf sen deneyemiyorsun diye taa gidip Monaco ‘ya ıstakozu deneyimliyor. Gözüne dizine dursun! Sen niye kafanı bu işlerle meşgul ediyorsun ki, git HALK EKMEK’te sıraya gir ve 2 ekmeği ucuz almanın hesabını yap. Haritada MONACO yu göster desem kıvranır durusun, değerli bir vekilin cebinden ödediğini iddia ettiği bir yemeğin yaygarasını yapıyorsun. Bu fakirlik yoksulluk ruh halidir, yiyeni kıskanır, senin yapamadığını yapanı suçlarsın. Paran varsa ve vize alabiliyorsan sen de git kardeşim. Ne bu kıskançlık?
Efendim halkımız bu bayramda bırakın tatile gitmeyi babasının mezarını ziyarete dahi gidememiş! Ne olmuş yani, bunca kez gittin de rahmetli babanla 2 satır görüşebildin mi? Otur evin de be ya … Oku bir FATİHA, hem ölmüşlerinin ruhuna hem de kendine, sen ölmüşsün de haberin yok , en azından Kur’an la duayla veda etmiş olursun.
Fakirlik bir beladır ama ya şükürsüzlük? Yahu fezaya; uzay minibüsüyle adam yolladık sırf sen burada REFAH içinde yaşa diye, evinde televizyondan treni ilk kez görür gibi seyretmedin mi? Hatta içinden “vay be” demedin mi? Biz neymişiz “uzayı da fethettik, Emevi Camiinde Cumayı da kıldık, hatta GAZZE mitinginde kolaları açıp açıp dökmedik mi? Dünyaya ders verdik, ama içimizdeki fakirlere, nankörlere ve şükürsüzlere hiçbir şeyi anlatamıyoruz. Biz sarayları sırf Dünya bizi kıskansın diye inşa ettik. Gücümüzü dört bir cihana gösterdik bir kıçı kırık ıstakoza takılıp kalmak ne ya ? Aslında ne dememiz gerekiyordu “ afiyet olsun bacım, ye bizim yerimizi de ye, hatta adisyonu bize yolla, biz ortak kurbana girer gibi aramızda para toplayıp ödeyelim. Ödeyelim ki; aptallığın aslında öyle bedava olmadığını, büyük bedeller ödenecek durumları ortaya çıkacağını öğrenelim.
Bazıları devlet biberonuyla beslenirken senin evinde yiyecek ekmeğin olmadığını anla. Çok çalışana değil, çok iyi götürene gıptayla baktığın için, onlar da bu özelliğini iyi kullandılar. En IQ düşük olan bile “yarın bir gün bende bunlar gibi götürebilirim” hayaliyle yaşadığından emeğe değil, götürmeye odaklandık. Katakulli yapana “aferin ya zehir gibi çocuk” dedik. Alın teriyle evine ekmek getirene “bu kafayla bundan bir şey olmaz” demedik mi?
Maliyeti tüm Dünya da 1 milyon olan tesisi, 30 yıl geri ödemeli 3 milyona( + faiziyle, + kur farkıyla, müşteri garantili ücretiyle) yapıldığında ISTAKOZA bozulduğun kadar bozuldun mu? Ülkenin yüz akı, geleceği ŞEKER FABRİKALARI 230 milyon dolara satılırken, yalnızca 1 yılda 300 milyon dolarlık şeker ithal ettiğimizde niye bu kadar infial olmadı ? Erzurum et kombinası kapanırken eyy Erzurumlu DADAŞ kardeşim niye kapanıyor bu kombina demedin? Neymiş ıstakoz yemiş de, parası kendi ödemiş mi, iş adamı kankisi mi ödemiş? Gece yarısı dolar kuru düşürülüp birkaç dakika içinde yapılan DOVİZ satışı ıstakozdan daha mı önemsizdi?
Aslında şaşılacak şeylere şaşılmayıp, öfkeden kan beynimize sıçrayacak olaylara seyirci kalıp, basit bir görgüsüzlüğü bu kadar dillendirme asıl “fakir edebiyatıdır”.
Bana göre sayın vekil en doğrusunu yapmış. Senin de elinde bu kadar büyük güç, imkan ve para olsa sen gitmez miydin be kardeşim? Yiyin efendiler yiyin, bu fakirlere kafayı hiç takmayın. Bugün kızar yarın unuturlar, siz de yediğinizle kalırsınız.