Bazı zamanlarda sorulan bazı sorular vardır. Bu sorular kimi insanlara sıkıntı verirken kimi insanlara vermez. Evlenmeden önce de evlendirme dairesinde kadınlara sorarlar? “Eşinin soyadını kanunen almak zorundasın. Önceki soyadını da kullanmak ister misin?”
Kimi kadınlar kullanmak istemez, sıkıntı yoktur. Kimi erkekler bu durumu pek umursamaz, yine sıkıntı yoktur. Kimi kadınlar kullanmak ister ama kocacıkları kullanmalarını istemez.
İşte bu sıkıntılı bir durum!
Kadınların soyadlarından vazgeçmeme sebepleri farklıdır. Kimileri tamamen feminen bakarlar ve olayı iktidar savaşına dönüştürürler. Ataerkil toplum karşısında binlerce yıldır ezilen kadınların savunucusudurlar. Bunun bir ilkellik, cinsiyetçilik, yobazlık olduğunu düşünürler. Kimileri bu kadar feminen bakmasalar da vazgeçmek istemezler çünkü vazgeçmeyince kendilerini daha entel, dantel, kültürlü ve çağdaş hissederler. Kimileri komplekslidir. O yüzden vazgeçmek istemezler, bunun bir eziklik, siliklik olduğunu düşünürler. Kimileri ihtiyatlıdır, boşanma ihtimaline karşı yedekte tutmak isterler.
Kimi kadınların kullanmak isteme sebepleri masumdur. Duygusaldırlar, sırf evlendiler diye kendi otuz senelik soyadlarından vazgeçmek istemezler. Geçmişlerinden, ailelerinden bir iz taşımak isterler. Zaten kütük gitmiştir, memleket değişmiştir. “Bari soyadımız kalsın” derler. Haklılardır da. Düşünün otuz senelik İzmirli bir kadın gidip Anadolu’nun bağrında köpek bağlasan durmaz kasabalı bir adamla evleniyor. Hop kütük doğru oraya. Sen otuz sene git İzmirli ol, sonra git bilmem nereli ol.
Erkeklerin olaya bakış açısı daima masumdur. Seve seve evlendikleri karılarının, soyadlarını seve seve taşımalarını isterler. O mükemmel soyadlarının o güzel kadın tarafından şerefle taşınmasını isterler. Evliliğin birleştirici bir kurum olduğunu düşündükleri için bütün ailenin aynı soyadını taşımasının güzel bir şey olduğunu düşünürler ve çocuklarıyla, eşlerinin farklı soyadlarını taşımalarını istemezler.
Velhasıl kelam her sebepten olursa olsun çiftler arasında görüş ayrılığı varsa sıkıntılı mevzudur bu. İnatlaşma durumunda yol ayrılıklarına kadar gidebilir. Ne gerek var böyle şeylere değil mi?
İki taraf da birbirine saygılı olmalı ve birlikte karar almalı. İnsan haklarına, kişilik haklarına, kadın haklarına ve özgürlüklerine saygılı bir insan olarak, böyle sıkıntılı bir durum ve görüş ayrılığı varsa son sözü kadınların söylemesinden yanayım ama ben böyle bir durumla karşılaşırsam benim ki…
Neyse ben büyük lokma yiyim, büyük konuşmayım.
Sevdiğim söz: “Düşman edinmesi kolay, takip etmesi zor.” – Hanım Bulut (Babannem)
Tavsiye Film: Searching
Konu hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki e-mail adresine yazabilirsiniz. Diğer görüş ve önerileriniz için de yazabilirsiniz.
e-mail: [email protected]