Yıllar 2006 ‘yı gösterirken,
ASELSAN'ın milli tank projesinde görevli mühendis Hüseyin Başbilen 5 Ağustos günü ortadan kayboluyor.
2 gün sonra ise evinden 50 kilometre uzakta aracının içinde ölü bulunuyor!
Şimdi ise en can alıcı yeri…
Bilekleri ve boynu kesilmiş halde bulunan Başbilen 'in ölümü kayıtlara ne diye geçiyor dersiniz,
“intihar”

Sonraki sene,
ASELSAN mühendisi olan 30 yaşındaki Halim Ünsem Ünal da aracında ölü bulunuyor.
 F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu, komuta kontrol ve şifreleme sistemleri üzerine çalışan Ünsem…
Kafasına aldığı tek kurşun darbesiyle hayatını kaybediyor…
Peki ya ölümü kayıtlara ne diye geçiyor
“intihar”

Aynı sene,
ASELSAN mühendisi olan Evrim Yançeken…
ASELSAN'da mikrodalga ve sistem teknolojileri üzerine çalışıyor Yançeken.
7. kattaki evinden atlayarak intihar ediyor.
İntihar mektubunda, teziyle uğraşmaktan artık yorulduğu ve dayanamadığı yazıyor…
Bir mühendisin teziyle yorulup intihara kalkışması ne kadar olasıdır bilemem.
Pek tabi buda kayıtlara geçiyor…

“intihar”

Ve sonraları…

ASELSAN'ın en başarılı mühendislerinden Burhaneddin Volkan…
Komuta Kontrol ve Haberleşme Yazılım Mühendisliği'nin Uçak Komuta Kontrol Merkezi bölümünde çalışan Volkan silahla intihar ediyor...
ASELSAN'ın bir milli savunma projesinde olan ve Leopard tankların yazılımları üzerine çalışan Zafer Oluk…
Askerde 'trafo tamiri yaparken' elektrik çarpması sonucu hayatını kaybediyor…
Olası tabi, fakat ailesi en güvenli yer olarak gördüğü için askere gitmeyi istediğini, bize bile işini anlatmıyordu diye ifade veriyor. Haliyle ölümünün intihar olduğuna inanmıyorlar.


ASELSAN'da görev yapmış Hakan Öksüz…
Mikroelektronik güdüm ve elektro-optik grubu projelerinde görev alıyor…
25 Ocak'ta ASELSAN'da çalıştığı tesise uğrayıp kısa süre kaldıktan sonra çıkıyor…
Ardından bir kaza geçirerek hayatını kaybediyor… 
Öksüz'ün ailesine 'bana zarar verecekler, baskı görüyorum, takip ediliyorum' gibi şeyler söylediği; ailesini güvende tutmak için onları Ankara'dan uzaklaştırarak Kahramanmaraş'a gönderdiği, kaza yaptığı yerin ev ya da iş istikametinde olmadığı, üzerinde kimlik, giriş kartı ve telefon bulunmayışı, olaydan önce 10 gün boyunca ailesi ile konuşmamış olduğu, yıllar önce arka arkaya ASELSAN mühendislerinin 'intiharlarının' yaşandığı yıllarda ise kaçırılıp dövülerek ve boğazı kesilerek bir köprüaltına atıldığı; hastaneye kaldırılıp kurtarıldığı gibi bilgiler dolanıyor o dönem ortalıkta.
Tabi ki de ölüm sebebi kayıtlara geçiyor…
“intihar”

ASELSAN mühendisi olan Erdem Uğur…
F-16 savaş uçakları, İHA, tank ve savaş silahları gibi milli projelerde görev yapıyor ve manyetik alan projelerinde çalışıyor…
Ankara'daki evinde ölü bulunıyor.
Uğur'un arkadaşlarına hasta olduğunu ve işe gelemeyeceğini söylediği; ardından ona ulaşamayınca merak eden arkadaşlarının evine gittiği ancak kapının açılmadığı, polise haber verildiği ve eve giren polisin de Uğur'un cansız bedenine ulaştığı belirtiliyor…. 
Evin girişinde 'Dikkat gaz açık' notu bulunurken, Uğur yatağında ve yanında bir tüp ile bulunuyor. Genç mühendisin ölümü kayıtlara gaz zehirlenmesi olarak geçiyor…
Bir nevi…

“intihar”

ASELSAN'da yerli savunma sistemleri üzerinde çalışan elektronik yüksek mühendisi Kerem Parıldar…
Evinden 15 kilometre uzaklıkta bir binanın 14. katından atlayarak intihar ediyor...
Kayıtla geçiyor ölümü…
“intihar”

Binlerce senaryo yazılabilir elbet…
Ülkemizin genç ve zeki beyinlerinin ölümleri gerek intihar gerek kaza olarak dosyalarına işlendi durdu hep!
Bundan sonraları için işleri sıkı tutarız, her olasılığı düşünürüz derken,
Geçenlerde bi haber daha düştü…

ROKETSAN ‘da yazılım mühendisi olarak çalışan Yusuf Serdar Yücel…
Evinde ölüsü bulunuyor.
Sodyum nitrat içerek yaşamına son verdiği biliniyor.
Elbette kayıtlara geçiyor,
“intihar”

Sonra da insan ister istemez oturup düşünüyor,
Aselsan ‘daki mühendislerin ölümünü araştırmayan sistem Yusuf Serdar Yücel'i araştırır mı diye?
Cevabı sizlere bırakıyorum!...

Son olarak 2007 yılında ki uçak kazasını hatırlıyor musunuz?
İstanbul-Isparta seferi…
57 kişi…
İçlerinde;
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve dünyaca ünlü parçacık fizikçimiz Prof. Dr. Engin Arık,
Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan,
Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ,
Doç. Dr. İskender Hikmet,
Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan,
Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat…

Ekip Prof. Dr. Arık’ın yönetiminde CERN’deki ATLAS ve CAST deneylerindeki araştırmalarda görev alıyor ve Türkiye’de kurulması için çalışılan Türk Hızlandırıcı Merkezi projesi üzerine çalışıyorlardı.
Arık'ın Türkiye'de bol miktarda bulunan toryum ile temiz, sürdürülebilir ve sürekli enerji üretilebilmesi üzerine değerli çalışmaları vardı. 
Kurulması hedeflenen Türk Hızlandırıcı Merkezi ile de Türkiye'nin enerji sorununu kökten çözebilecek adımlar atılması planlanıyordu…

Finali hepimiz biliyoruz!

Kaza sonrası yazılanlar çizilenler…
Kara kutudan çıkanlar…
Hiç biri ilgimi çekmedi de…
Yalnızca,
Prof. Dr. Engin Arık’ın proje ve araştırma detaylarının bulunduğu laptop ve bavulunun bulunmaması…
O dönemde bahsedilen kazanın kayıtlara ise
“pilotaj hatası” olarak geçmesi…

Neyse,
Sonuca odaklanırsak,
Yusuf Serdar Yücel’in üzerinde çalıştığı projeler ne zaman ve kimler tarafından piyasaya sürülecek,
Merak içerisindeyim…