Demokratik rejimlerde elbette eleştiri vardır, tartışma vardır, muhalefet de vardır ama, siyaseti sadece negatif yüklü bir elektrik kablosu gibi düşünmek hiç doğru değil…
Muhalefet partilerinin sadece “muhalefet” üretmek yerine, insani, vicdani, ahlaki, fiziki ve sosyo-ekonomik politikalar üreterek toplumsal yaşama katkı sunmaları, daha çok kabul görmelerini sağlayacak bir etkiyi de birlikte getirebilir.
Bu durum toplum yararına etkinlikleri genişletmek ve çeşitlendirmekle mümkün olabilir.
Mesela…
Herhangi bir siyasi parti “fidan” kampanyası başlatabilir.
Diyelim ki, yerel ölçüler içinde “BİN” fidan olsun.
Böylece, “ Kıyamet koparken bile elinizdeki fidanı dikiniz” şeklindeki Peygamber buyruğu ( S.A.V.) hatırlanmış olacağı gibi, vatan toprağı “bin” yeni fidanla daha süslenmiş olacaktır.
Siyasi partilerin buna benzer pek çok proje ve etkinlik ile sosyal hayata katkı sağlamaları, aynı zamanda siyasetin imajının güçlenmesini de sağlayacaktır.
***
Tekrar edelim…
Demokratik ülkelerde, elbette yasal sınırlar içinde, eleştiri de olur, tartışma da, muhalefet de…
Rahmetli Aşık Veysel’in söylediği gibi :
“ Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa “
***
Amenna !..
Aşık Veysel güzel söylemiş ama, “ Sürekli didişin, başka hiç bir şey yapmayın “ da dememiş…
Halka hizmeti “ Hakk’a hizmet” olarak görenler için, siyaset sadece bir araçtır, onların derdi mevki-makam, koltuk değil, insana hizmet etmekten ibarettir.
Şu dünyadan geçip giderken, mevkisi-makamı ile değil de, insana ve topluma yaptığı hizmetlerle anılmak…
İktidarda olsun, muhalefette olsun, 28. dönem milletvekillerinden bu yönde bir anlayış içinde olup, çaba göstermeleri bekleniyor.
Ülkemiz ve ilimiz adına ortak noktalarda birlikte hareket edebilmek son derece elzem bir davranış biçimi olarak görülmelidir.
Siyasetin ve siyasetçilerin de “ en güzel hareketi” budur aslında…
Siyaset gelir geçer, mevkiler-makamlar gelir geçer…
Unutmayalım ki, hepimizin sadık yari kara topraktır.
Geride hoş bir seda kalıyorsa ne ala !..
Erhan ÇAKMAK