2005 yılı sonu ve 2006 yılı başında T.B.M.M den “ Hibrit tohum yasası “ çıktı ve artık yerli tohuma sınırlama getirildi. İsrail bu hibrit tohumlar konusunda neredeyse TEKEL konumunda olduğundan her bir tohumu oradan almak ve her sene yeniden yeniden almak zorunda kaldık. Bu tek kullanımlık tohumlar üzerine konferans verecek değilim, ülkede bir çok uzman var bu konuda ama nedense ya hiçbir açıklama yapmadılar yada kısık sesle “ çok yanlış yapıyoruz” mealinde bir şeyler söylemeye çalıştılar.
Tek etken elbette hibrit tohumlar değil ancak 1960 yılında ülkemizdeki OTİZMLİ çocuk sayısı 10 binde 1 çocuk iken günümüzde bu oran korkunç boyutlara ulaşmış durumda, her 36 çocuğumuzdan biri maalesef otizmli durumda( 19 Mayıs Ün. Raporlarından ). Dünyada da rakamlar çok farklı değil, gelişmiş ülkelerde her 70 çocuktan biri OTİZMLİ iken, nispeten geri kalmış ülkelerde bu oran biraz daha iyi. Zira GDO lu gıdalara ulaşmakta zorlanan bu fakir ülkeler ( mecburen ) doğal olan ürünleri kullanıyor. Az da olsa yedikleri yerel ve doğal gıdalar. Yani bizler matah bir şeymiş gibi GDO lu gıdalara hücum ederek hem kendimiz hem de neslimizi tehlikeye atıyoruz.
Rusya ; özellikle Ukrayna savaşından sonra ülkesine, genelde menşei A.B.D. olan GDO lu ürünlerin girmesini yasakladı. Zaten büyük bir tarım ülkesi de olan Rusya artık doğru yola biraz da savaşın etkisiyle döndü. Bir çok ülke zaten bu tehlikeyi görüp tedbirlerini almaya başladılar. İtalya; yapay et/tavuk/yumurta üretimini yasakladı. İsviçre zaten çok ciddiye aldığı tarımı daha da kontrol altında tutup yalnızca doğal tarıma destek veriyor ve asla yapay/hibrit üretime izin vermiyor. Bırakın yapay üretimi ülkede hayvanları rahatsız etmesin diye “ mandıralar çıvarında” yüksek sesle müzik dinlemek, araçlarda egzoz sesi gibi hayvanların ruh !!! sağlığını bozacak hareketlere yüksek cezalar getiriyor. Bizde insana verilmeyen değer elin İsviçre’sinde İNEĞE veriliyor. Şaka gibi ama asla şaka değil. Süte; hile katmak “cinayet” gibi ağır bir suç. Zaten yapmaya yeltenen de yok. Hani bizi sürekli kıskanan Almanya’da doğal olmayan ürünlerin ithali yasak. Ya doğal mal satacaksınız yada malınızı geri postalayacaklar. Fransa da benzeri uygulamalar söz konusu. Hollanda’nın hayvansal ve tarımsal üretimde rekorlar kırdığını ve kalitenin asla tesadüf olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki Dünya da üretilen bu GDO lu ürünleri kim alıyor? Fazla düşüneceğinizi sanmıyorum, hemen anlamış olmanız lazım.
Evet yaklaşık 1 ay sonra ülkemizde bir yerel seçim var. Ve şu an tüm dikkatler o yöne çevrilmiş durumda ancak tek sorunumuz seçimler değil ki! Hayat pahalılığı yüzünden zaten gıdaya ulaşmakta zorlanan TÜRK halkı bir de yediği riskli gıdalarla büyük risk altında.