Turizm olayında hiç bir şey yapılmadan yıllar geçti gidiyor, kendimizi tanıtmaktan bile aciziz... Ülkenin hangi havaalanında, hangi otobüs terminalinde, hangi limanında Zonguldak ve yöresinin güzelliklerinin gösterildiği bir afiş var?

Limanımız var, gemi gelmez girmez...

Havaalanımız var, ayda yılda bir uçak; o da belli güzergahlara...

Garımız var sadece banliyö trenlerine mahsus!..

Günü birilik Ereğli-Zonguldak-Amasra çalışacak gemi konacaktı...

N'oldi?

Haaaa?

İşimiz gücümüz artistlik, her şeyden bahsediyorlar, hiç bir şey  yapmıyorlar...

MÜZİĞİN EVRENSEL DİLİ

Bu gün İsrail'e gidin,

Hasbelkader de bir lokale veya bir gazinoya girin,

En çok çalınan ve beğenilen müzik türlerinden biri de Türk müziği, her türlüsü...

Türk sanat müziğinden arabeskine, türküsüne kadar!

Bunlar çalındığı zaman yer yerinden oynuyor, İsrailliler Türkçe nağmelerle yatıp yatıp kalkıyor...

Pekiii;

Benzer bir olay Türkiye'de olsa?

Burada bir gazinoda İsrail müziği çalınsa,

N'olur?

Alimallah bizim dinci kesim yakar yıkar ortalığı, "vay kafirler, vay Yahudi hayranları" diyerek mekanı basarlar, sıradan geçirirler masum müzik severleri...

Evrensel bir dil olan müziği bile kalıbına uygun dinlemezsen, dinsiz olur çıkarsın...

Yalan mı?

Doğru!

Erzurum Belediyesi korosundaki türbanlı bacıların türbansız bacılarla birlikte seslendirdikleri "kalk gidek meyhanaya, baba gönlüm eğlensin" türküsünü birlikte el çırparak söylemelerinin bu milletin bölünmez bütünlüğünü kanıtladığı  ve hiçbir aşırı dinci örgütün de bu bütünlüğü bozamayacağı kadar doğru...

YALAMA

Yalama denince aklınıza dondurma yalama, tabak yalama ya da kedinin köpeğin yüzünüzü yalaması gibi şeyler gelir di mi?

Yalama bir olaydır!

Yapılan bir işi anlatan bir fiildir...

Her ne kadar kimileri ona buna yağcılık yapanları, el etek öpenleri de "yalama" şeklinde sınıflandırıp ayrı bir kefeye koyarak bu sözcüğü bir  sıfata dönüştürmüş olsalar da, bu tür kullanımın laçka olmuş bir vida ya da cıvata kastedilerek kullanıldığı da göze çarpan gerçekler arasındadır.

Ak Parti Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı överken "Tayyip ağabeye ihaneti bırak sırtımızda taşımamız lazım. Yani ayakkabısını elimizle yalamamız lazım" ifadelerini kullandıııı...

Bunu duyan okuyan aklı başında insanlar da önce bir "la havle" çekti sonra başladılar yalamaya pek meraklı olan milletvekilini eleştirmeye.

Bunlardan bir tanesi eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner oldu ve sosyal medya hesabından Yediyıldız'a tepki gösterdi. Metiner, "Reis'e sadakatin bir adabı ve yordamı var. İslami ölçüleri aşan ve dinleyenlerin de, Reisin de tepki koyacağı övgülerden kaçınmak lazım" dedi.

Dedi ama bu kez de kendisinin "islami ölçüleri aşan övgü..." cümlesinin ne anlama geldiği anlaşılamadı!

Bu eski milletvekilinin de bir anlamda yıkama yağlama işine girdiği öne sürüldü...

Görüldüğü gibi konu Reis olunca her partili kendine göre bir yağ çekme pozisyonu alıyor, bu olay toplu gösterimlerde de kendini ortaya koyuyor, reis konuşurken mutlaka ve mutlaka birisi çıkıp cümle aralarında el çırparak kürsüden dinleyicilere alkışlama vaktinin gelmiş olduğunu hatırlatıyor.

Gelişmiş toplumlarda kamuoyu bu olaya "seviyesizlik" şeklinde yaklaşırken bu tür yaklaşımların ancak ve ancak Kuzey Kore, bazı Arap ve Afrika Ülkeleri gibi toplumlarda görüldüğünü bilenler de bizim ülkenin böyle ülkeler arasında yer almaması gerektiğini düşünüyorlar.

Demek istediğimiz şu;

Billboardlara asılan afişlerle insanın kendini yüceltmesi devri çoktan bitti, böyle düşünenler yani aksini düşünenler hala yok mu, var;

İşte bu oluşum da tedavülden kalma endişesiyle bir paralellik oluşturuyor.