Aslında gazetecilerin en sevdiği dönemler “ seçim öncesi zamanlardır”. Konu/haber bulma sorunun olmaz. Bu aralar gazetecilerin itibarı yüksek olur. Kıymeti bilinir, hali hatırı sorulur! Adaylar birden cömert insanlar olurlar. Şirin mi şirin tatlı mı tatlı, ekmek kadayıfı gibi olur çıkarlar. Yalnızca bazı gazeteciler/köşe yazarları seçimin ardını düşünür. Biraz öngörü, biraz derin analiz, biraz da tecrübe ile yarınlarda bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını nelerin beklediğini dert eder, düşünür ve endişe duyar. O; davet edildiği yemekleri değil, bu yemeklerin ADİSYONUNU düşünür. Günümüzde bu tiplere “ akılsız” diyorlar ama olsun, birileri yalnızca tavukları değil kümesi de düşünmeli !
Ülke siyasetinin duayen ismi merhum Demirel’in siyaset hayatına kattığı güzel deyimler/sözler olmuştu. Bunlardan biri de “Turpun büyüğü heybede” deyimidir. Önce bu sözün olayını bir anlatalım. Aydın pazarına sebze getiren bir köylü önce küçük turpları çıkarmış heybesinden ve önündeki sergiye dizmiş. Derken bir vatandaş turplara bakıp “bunlar da çok küçükmüş” deyip dönüp giderken uyanık köylü şöyle seslenmiş; “ hele dur beyim, turpun büyüğü heybede” …
Peki bizim heybemizdeki büyük turplar ne? Önümüzdeki 3 hafta içinde yapılacak olan yerel seçimlerden sonra heybeden hangi turp/turplar çıkacak ?
Öncelikle bu yüksek enflasyon ortamında bir seçim iktidar için riskli olmaz mı ?
Şapkadan halkta büyük karşılığı olan isimler çıktı mı?
Ülkede bulunan ve kaynaklarımızı habire çocuk doğurmak için kullanan sığınmacılar için ne gibi bir politika düşünülüyor? Son 7 yılda harcanan paranın ( Kuzey Suriye’de yapılan kalıcı+bahçeli ve 2 katlı evlerin de bedeliyle beraber) ne kadar olduğu devlet sırrı mı ?
En büyük seçim vaatlerinin ucuz yemek verilen KENT LOKANTALARI ve ucuz ekmek büfelerinin olduğunu hala göremeyen var mı?
Halk aç değil, yoksullaştırılıyor. Bunu ancak planlı yaparsanız şimdiki duruma getirirsiniz. Örneğin benim aldığım emekli maaşı değil açık ve net SOSYAL YARDIM. Açlık sınırının altında emekli maaşı mı olur? Ben bu ülkede sığınmacı değilim ki! 30 yıldan fazla SGK primi ödeyip, bir o kadar yüksek oranda GELİR VERGİSİ ödemişim maliyeye … Yani ne katı atığım ne de sosyal çöp. Ama böyle bir muamele görüyoruz yıllardır. Sen uzaya TURİST gönderdin diye benim hayatımda refahım mı artmış oldu!
Belediye başkan adayları projelerini değil AÇ olanlara nasıl yardım yaparız onu anlatmaya çalışıyor. Biri diyor ki ben bulgur verecem diğeri yok ben SİYES buğday vereceğim diyor. Biri ben HALK EKMEK büfelerini gözünüze sokacağım diyor, bir başkası yok ben her mahalleye bir tane açacağım.
İyi de heybede daha neler var? Turpun büyüğü heybede olduğuna göre, daha göreceğimiz sürprizler var demektir. Peki vatandaşlar turpun büyüğünü görmeye hazır mı? 1 Nisan dan sonra gerçek 1 Nisan şakasını mı göreceğiz. Sözde kontrol altına alındığı iddia edilen döviz elektrik yemiş kedi gibi zıplayıp duruyor. Ülke ekonomisinin yüzde 80 ithal ürüne endeksliyken döviz artışları canımızı yakmayacak mı? Bence büyük turplardan biri bu.
Kamudaki savurganlık ve KAMU ÖZEL İŞLETMELERİN ödemeleri heybedeki diğer büyük turplar olmasın.
Ben yanıma gelecek belediye reis adaylarına şunu soracağım “ heybedeki büyük turp ne? “ … Bizim halk olarak birkaç tahminimiz var ancak elbette siyasiler çok daha iyisini bilirler.
Arada düşünüyorum ve umarım öyle olmaz diye de sürekli dua ediyorum. Biri de çıkıp “ arkadaş ne büyük turpu, heybe boş “ der mi?