Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Selim Alan…

Herkes bu sorunun yanıtını merak ediyor…

" Selim Alan ne yapmak istiyor ?.."

Şehri yıkmak, esnafları batırmak, ortalığı harabeye çevirmek, Zonguldak'ıa yüz yıl geriye götürmek mi istiyor?..

" Köprü " diye tutturdu…

Zonguldak'ın tarihini, kültürünü yok etmek mi istiyor?..

Sözün kısası…

Ağzı olan soruyor, ağzı olan konuşuyor.

Zonguldak'a bir kısım çarşı…

Belediye Başkanı Selim Alan'a karşı…

**

Peki, Belediye Başkanı Selim Alan gerçekten ne yapmak istiyor ?..

Şehrin en güzel yerlerini, denize açık alanlarını halka kapatan tesisleri, mesela, kargo alanındaki kömür depolarını kaldırıp halka açmayı, Fevkani Köprüsü gibi yılların yorgunluğunu üzerinde taşıyan, şehrin tam ortasında çok geniş bir alanı kaplayıp, şehir içi düzenlemelere engel oluşturan köprü ve benzeri hizmet ömrünü tamamlamış binaları yıkıp, yerine çağdaş şehircilik anlayışı ve görsel mimarisi ile yeni düzenlemeler yapmak, hurdaya çıkmış binaları yenileyip pejmurde görüntüleri ortadan kaldırmaık, trafik akışını rahatlacak alternatif altyapılar geliştirmek, özetle Zonguldak'ın çehresini değiştirip, endüstri kültürünü gelecek kuşaklara taşıyacak sembolleri de koruyarak yepyeni bir şehir oluşturmak…

Belediyelerin 1580 sayılı Belediye Yasası ve değişiklikleri ile imar mevzuatı ve diğer çeşitli yasal mevzuattan kaynaklanan geniş yetkileri vardır.

Bu yetkiler belediyelere "laf olsun" diye verilmemiştir, bunların içinden en önemlilerinden biri de şehir içinde yapılacak fiziki düzenlemelerdir.

Belediyeler bu yetkilerini kullanır.

Peşkeş yoksa, rant yoksa, bazı kişi veya gruplara özel çıkarlar sağlanmıyorsa, kamu yararına yapılan hizmet veya hizmetlerden gocunmak niye ?..

Sayın Selim Alan, köprüyü yıkıp da, boşalan alanı "birilerine" peşkeş mi çekecek, köprünün altında yeşil alanlar var da, imara mı açacak, yap-sat'çılara teslim edip, yüksek rantlı siteler mi inşa ettirecek?..

Selim Alan'ı "köprü" bahanesi ile eleştiri yağmuruna tutanlar da dahil, herkes biliyor ki, bunların hiçbiri değil…

Başkan Selim Alan, aday olduğunda şehir adına geniş projeksiyonlu projeleri gündeme getirdi, vaatlerde bulundu, Zonguldak gibi zor bir şehirde modern şehirleşmeyi sağlayacağını söyledi.

Bu yolda önemli ve ciddi adımlar attı, iktidar partisine mensup bir belediye başkanı olmanın avantajını kullandı, sahil projesi tamamlanıp hizmete açıldı.

Çekekler kaldırıldı, yerine mükemmel bir cami ile mükemmel bir park kazandırıldı.

CHP'li belediyelerin yıllar yılı sürüncemede bıraktığı lavuar alanı projesini başlama noktasına getirdi.

Dere ıslahı ile ilgili çalışmalar başlatıldı.

Şimdi de inşa edildiği dönem için çok değerli bir eser olan, ancak günümüz koşullarında Zonguldak'ın nefes almasını engelleyen, hizmet ömrünü doldurmuş Fevkani Köprüsü'nü yıkıp, çağdaş bir şehir düzenlemesini gerçekleştirmek istiyor.

*

Bu şehr-i Zonguldak'ta her türlü yeniliğe, fiziki yatırımlara, geleceğe geniş ufuklardan bakış açısına karşı çıkanlar, hiç bir şeyl değişmesin, hiç bir şey yenilenmesin, herşey olduğu gibi kalsın, koskoca şehir "hurdalığa" dönsün diye düşünenler, uygarlığın sürekli bir yenilenme ile sağlandığının farkında olmayan sözde entelektüel kesimlerden oluşuyor.

Aynı Sesler Korosu gibi aynı telden çalıyorlar, kendileri söyleyip kendileri dinliyorlar.

Hep aynı üslup, hep aynı terane !..

*

Eski yıllarda tahta tekerlekleri üzerine metal çemberler geçirilmiş "öküz arabaları" vardı…

Ulaşım bunlarla sağlanır, yük bunlarla taşınırdı…

O yıllarda çok değerli hizmetleri olmuş, o günün koşullarında hayatı kolaylaştıran faydaları görülmüştü.

Şimdi modern araçlar var…

Gerek insan, gerek yük taşımada hem çok hızlı, hem çok güvenli ulaşım araçları…

Eskiye bunca rağbet edelim, herşey olduğu gibi kalsın, hiç bir ilerleme sağlanmasın diyeceksek eğer…

Öküz arabasından iyisi yoktur…

O halde, çağdaşlığı, uygarlığı, teknolojiyi bir yana bırakalım…

O halde aynı teraneye biz de katılalım, hep birlikte seslenelim…

Yaşasın…

Çok yaşasın…

Şu bizim öküz arabaları !..

Erhan ÇAKMAK