Dış güçler var mı, yok mu ?..
Dolar üzerinden Türk ekonomisini çökertmek ve Türkiye’ye diz çöktürmek çabaları bu soruyu yeniden gündeme getiriyor.
Dış güçler var mı, yok mu?..
Dış güçler her zaman vardı, şimdi yine var, gelecekte yine olacak?..
Eğer, “dış güçler” ve onlarla işbirliği yapan “iç güçler” olmasaydı, 1960 ihtilali olmazdı, 12 Mart olmazdı, 12 Eylül olmazdı, 28 Şubat olmazdı, 15 Temmuz olmazdı.
Eğer “dış güçler” ve onların işbirlikçisi “iç güçler” olmasaydı, Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü 40 yıl boyunca ülkemizin bütün kamu kurum ve kuruluşlarını örümcek ağı gibi saramaz, 15 Temmuz gecesinde milletin silahlarını millete doğrultamaz, Gazi Meclis’i bombalayamaz, Cumhurbaşkanımızın canına kast edemezdi.
***
Şimdi 15 Temmuz’un “rövanşını” almaya çalışıyorlar.
Hedeflerinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında Türkiye Cumhuriyeti var.
Yılanların öc alma çabasıdır bu…
Türkiye’ye karşı “ Dolar” üzerinden büyük bir operasyon sürdürülüyor.
Burada bir parantez açarak, bilmeyenler, ya da “dış güçlerin” varlığına inanmayanlar için açıklayıcı bilgiler aktaralım.
Amerika Birleşik Devletlerinin "Dolar Basma Hakkı" yoktur.
Doları özel şahısların sahibi olduğu finans kurumu FED basar.
FED’in ortağı 8 aileden ibarettir.
Bunlar; Rockefeller, Goldmen Sachs, Lehman Brothers, Kuhn Loebs, Rothschild, Warburg, Lazard ve Moses Seifs ailelerinden oluşuyor.
Bu ailelerin tamamı Yahudi lobisinin emrindedir. Türkiye’de gerçekleştirilen darbelerin arka planını öğrenmek isteyenler Rockefeller’in “ Türkiye itiraflarını” okuyup öğrenebilir.
ABD başkanlarının tamamı Yahudi lobisinin, bir başka deyişle siyonizmin emri altındadır.
Doların, devlet tarafından basılmasını öngören tek ABD Başkanı Jonh F. Kennedy bir suikast sonucu öldürüldü, ayrıca cinayetin sanığı ve tanığı da ard arda öldürüldü.
***
Konuyla ilgili ibret verici bir bilgi aktaralım…
İsrailli akademisyen ve analist Edy Cohen’in dolar/TL paritesinde yaşanan dalgalanmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Yahudi lobisine işaret ederek, Türkiye’ye ekonomik tehditler savuruyor. Aynı zamanda İsrail hükümetine danışmanlık yapan Cohen, tvitter hesabından yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “ Ey Hüsran Erdoğan!” ifadelerini kullanıyor.
Cohen, Cumhurbaşkanımıza yönelik ifadelerinin devamında, “ Dünya servetinin yarısı sadece Yahudi bir aileye ait ve bu ailenin İsrail'in en büyük destekçisi olduğunu bilmiyor musun? Peki ya diğer Yahudi zenginlere ne dersin?" şeklinde haddini aşan küstah ifadelerle, ülkemize yönelik “dolar operasyonunun” işaretlerini veriyor.
***
Yahudi lobisinin, yani siyonizmin asıl hedefi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında Türkiye Cumhuriyeti’dir.
PKK, DHKP-C, FETÖ ve benzeri terör örgütleri sırf bu nedenle ABD ve İsrail gizli servisleri tarafından kurulmuştur.
ABD ve İsrail’in kuklası, siyonizmin baş hizmetkarı Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü, 15 Temmuz’da başarılı olamayınca, bu kez yine aynı karanlık odaklar tarafından “ekonomik operasyon” başlatılmış, Türk ekonomisi dolar kuru ile vurulmak istenmiştir.
***
Yılanların öc alma çabası böyle başladı…
Son 20 yılda hızla büyüyen, bölgesinde lider ülke konumuna gelen, mazlumların yanında olup, zalime boyun eğmeyen Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “hedef” haline getirilmiştir.
Darbeyle gönderemedikleri Recep Tayyip Erdoğan’ı, şimdi ekonomik operasyonlarla “göndermeye” çalışıyorlar.
Ancak bu çabalar yine boşa çıkacak…
2023’e az kaldı.
Herkes görecek…
Dünyanın “bütün dolarları” Recep Tayyip Erdoğan’ı “ göndermeye “ yetmeyecek
***
Bu yazı Yeni Adım Gazetesi'ndeki köşemizde 4 Mayıs 2022 tarihinde yayınlandı.
Yayın tarihinden tam bir yıl sonra ülkemizde demokratik ve tarihi bir seçim gerçekleştirildi, tam 20 küsur yıldır iktidarın ateşten gömleğini sırtında taşıyan Recep Tayyip Erdoğan ve kurucusu olduğu Ak Parti, Türk Milleti'nden yeni bir onay aldı.
Recep Tayyip Erdoğan değil, Edy Cohen'in sözcülüğünü yaptığı Yahudi lobisi hüsrana uğradı.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine oy versin veya vermesin 85 milyon insanımıza hitap eden balkon konuşması toplumda son derece olumlu karşılandı.
14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi kılpayı ikinci tura kalmakla birlikte, sonucu şimdiden belli olmuş görünüyor.
Seçim öncesinde özellikle dar ve sabit gelirli insanlarımızın refah düzeyinin yükseltilmesine yönelik düzenlemelerle birlikte, enflasyonun frenlenmesi yönünde çok ciddi adımlar atılacağı da anlaşılıyor.
Sanayi, yüksek teknoloji ve tarımsal alanlarda yerli ve milli üretim konusunda hızlı adımlar atılacağının somut işaretleri görülüyor.
Türkiye Yüzyılı başladı-başlayacak …
Erhan ÇAKMAK