Sevgili Okuyucular bugün hepimizin bildiği ama çok fazla irdelenmeyen bir noktaya değinmek istiyorum. Herkesin mutlaka bir yumuşak noktası, bir zaafı vardır. Yok diyen birinin bile mutlaka vardır da ya keşfi yapışmamıştır ya da dile getirmiyordur. “ Yine ne saçmalıyorsun sen? “ demiyorsunuzdur umarım. Beni biliyorsunuz; alt yapısı olmayan, bir dayanağı olmayan konuları pek yazmam, duyduğum bir konuysa da kaynak belirtirim.
Herkesin yumuşak noktası, zaafı vardır dedik ama biraz örneklendirmek gerekir. Zaaflara gelelim; o kadar çeşit zaaf ve o kadar zaafı olan insan vardır ki saymayla bitmez gibime geliyor. Kimilerinin koltuğa zaafı vardır, kimilerinin paraya, kimilerinin alkole, kimilerinin de kadınlara ( çok özür diliyorum, kaba bir tabir gibi görünse de burada gerçekleri yazmam gerekiyor ). Bu zaaflar tanıdık geldi mi sizlere? Hepiniz görmüşsünüzdür mutlaka ölene kadar makamından koltuğundan vazgeçemeyenleri, para uğruna yapılan dalavereleri, döndürülen dolapları. Kadın zaafına girmek istemiyorum; hem kadınlarımızın kutsallığından hem de ucu bir türlü insanların özel hayatlarına değindiğinden dolayı. Bu dediklerim zaafların en önemli olanlarıdır ve hepimizin şahit olduğu birer durumdur. Zaaflar insanları hataya götürür; bazen karakterinden çalar bazen de sevdiklerinden alır götürür. Kazandığını sandığın zamanlarda kaybetmeye başladığının farkına bile varamazsın.
Zaaflardan bahsettim şimdi de biraz yumuşak noktalara gelelim bakalım. Yumuşak nokta dediğim zaman benim aklıma annelerimiz geliyor. Mutlaka her annenin en yumuşak noktası çocuklarıdır. Onlara hiçbir kötü söylemi yakıştıramaz, onlar için dişini tırnağına takar ve mücadele ederler. Çocukları çok ama çok önemlidir onlar için. Çocuklarının en ufak olumsuz bir şeyle anılması bile annelerimizi üzer, rahatsız eder. Şimdi “ bu bir tek anneler için mi geçerli babalar için de aynı değil mi? “ diyebilirsiniz. Ama babaya bir dersek anneye iki dememiz lazım. Anneler çocuklarına kıyamaz. Annelerimiz için çocukları ne kadar yumuşak noktası ise bazı konularda çocuklar için anneleri yumuşak noktalarıdır. Kavganın her türlüsüne karşı olsam da bizim jenerasyon iyi bilir; hiç kavgayla işi olmayan biri bile annesine edilecek bir sözle deliye dönerdi. Annelerimiz kutsaldır; onlara hiçbir türlü söz söylemeye kimsenin hakkı yoktur. Annelerimizin de duası aldıysak ben asıl ulaşmak istediğim noktaya getireyim diyorum. Bu arada şaka bir yana annelerimizin duası falan dedim ama anne duası diye de bir gerçek vardır. Sakın babalarımız kızmasın bana; bugün kalem annelerimizden yana.
Sevgili Okuyucular, o kadar kelam ettim ama hiç siyasete girmedim. Konuyla alakası olmadığından değil de zamanını bekledim. Bazı siyasetçiler de zaaf ve yumuşak noktaları çok iyi bilirler. En doğru zamanı bekleyip hamlesini yaparlar. Kimi zaaflardan beslenir kimi insanların yumuşak noktasından. Kimi zaaflarıyla ilgili sözler verir kimi ise yumuşak noktalara dokunur. Nasıl mı dokunur? Genç kardeşim iki senedir işsizdir; şöyle şöyle yap işe sokalım der ve genç kardeşimin farklı bir siyasi görüşü varsa vazgeçmesini ya da onlar için görev almasını isterler. Genç kardeşlerimizi yıllarca iş vaatleriyle tabir-i caizse kullandılar ya da umutlandırarak kandırdılar. Hele bir de hem işsiz hem de çoluk çocuk sahibiyseniz aman Allah’ım oyuncak bile yaparlar insanı. Ekmek parası, çoluk – çocuk der sesini bile çıkartamazsın. Moral bozucu, can sıkıcı mevzular bunlar. Böyle konuları yazarken çok fazla uzatmak istemiyorum; ciddi ciddi üzülüyorum. Velhasılıkelam Rabbim hiç kimseyi kimseye mecbur etmesin.