Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, dünden bugüne en çok gündem oluşturan ve en çok eleştirilen belediye başkanlarından birisi…
Bu arada kamuoyunda en çok "takdir edilen" belediye başkanlarından birisi olduğunu da söylemek gerekiyor.
Kozlu sahil düzenlemesini eleştirenlerin, herkesten önce Kozlu sahiline koşması gibi...
Siyaset serüvenine başlaması ile birlikte bunca badireyi nasıl atlattığı bir yana, son yerel seçimden sonra neredeyse "inzivaya" çekilen Ali Bektaş'ın oturduğu yerden bunca gündem oluşturabilmesi de ayrı bir bilmece gibi sanki…
Kimi zaman Robin Hood gibi zenginden alıp fakire veren, kimi zaman imar revizyonları ve benzeri nedenlerle mahkeme koridorlarında görülen, kimi zaman sessizliğe bürünüp ortalıktan çekilen, kimi zaman Kozluspor Lokali'nde "taş" oynayıp, başka bir iş yapmadığı zannedilen Ali Bektaş, son yerel seçimlerde kendi partisinin bazı üyeleri tarafından uğradığı siyasi ihanete rağmen Kozlu'da üçüncü kez seçim kazanma başarısını gösterebilmiş bir isim…
Özetle, " Kozlulu Ali Destanı'nı" kimse anlayabilmiş değil şu anda…
***
İlimizde internet üzerinden yayın yapan bir yayın kuruluşu kendince "bomba" bir haber yayınlandı…
Haberin başlığı " Ali Bektaş'ın Antalya'da 40 milyonluk otelleri mi var?" şeklinde…
Haberin içeriğine göre "iddialar" üzerine yayınlanmış bu haber, Ali Bektaş'ın yeniden hedef tahtasına konmasına neden oluyor.
Eskiden kalma şöyle bir söylem vardır…
" Bir şeyin şuyuu, vukuundan beterdir" derler.
Yani, bir olayın söylentisi, ya da dedikodusu, o olayın meydana gelmesinden daha kötüdür" anlamında bir söz…
Ali Bektaş yakın çevresine kesinlikle böyle bir mal varlığının olmadığını ifade ediyor.
O halde, basın-yayın kuruluşlarının özellikle kişileri zan altında bırakacak bu tür haberleri yaparken, mutlaka haberin kaynağını araştırması, doğruluğunu teyit ettikten sonra yayınlaması gerektiği aşikar…
Şimdi bir başka gazete veya yayın organı çıkıp, " Ali Bektaş'ın Bodrum'da bilmem kaç milyonluk barları mı var?" diye haber yapsa ne olacak?..
Bunun sonu gelmez herhalde…
***
Kozlu Belediyesi'ne yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, Ali Bektaş bu yayının internetten kaldırılması için mahkemeye başvurdu, ancak mahkeme haberi "basın özgürlüğü" kapsamında değerlendirdiği için bu talep reddedildi.
Kesinleşmiş mahkeme kararlarını herkesin kabul etmesi ve riayet etmesi gerekliliği bir yana, demokratik bir ülkede mahkeme kararlarının tartışılması da pekala mümkündür.
İfade ve basın özgürlüğünün en geniş kapsamda değerlendirildiği AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kanaatlerin ispatlanmasını gerekli görmez, ancak kişilik haklarına yönelik yayınlarda basın özgürlüğünün de bir sınırı olduğunu kabul eder.
Evrensel hukuk sisteminde hiçbir özgürlük sınırsız olmadığı gibi, basın özgürlüğü de sınırsız değildir.
Eğer öyle olsaydı, herkes istediği kişi veya kurum hakkında olmadık iddialarda bulunabilir, delilsiz, ispatsız yayınlarla karalama kampanyaları açmak mümkün olabilirdi.
***
Ali Bektaş'ın Antalya'da 40 milyonluk otelleri var mı, yok mu?..
Bunu ispat etmek sorumluluğu elbette "iddia" edenlere aittir.
İnsanın aklına şöyle bir soru geliyor…
Ali Bektaş'ın Antalya'da 40 milyonluk otelleri varsa, Kozlu'da kara kara ne düşünüyor?
Eğer, iddia edildiği gibi, gerçekten böyle bir durum varsa, bir ilçe belediye başkanının üst tarafı 10-15 bin liralık maaşı ile nasıl böyle bir mal varlığına sahip olabildiğinin gerçekten sorgulanması gerekir.
Ancak eğer yoksa…
İnsanları itham etmek bu kadar kolay olmasa gerek...