Ne dersiniz aranızda ilgilenen var mı alternatif olan şeylerle? Şimdi soruyorum size ilk olarak alternatif tıpla ne zaman tanıştınız? Ben şahsen biliyorum da sizler hatırlayacak mısınız ondan emin değilim. Hatta çok çok küçükken tanıştık ilk olarak alternatif tıpla; çat pat yeni konuşmaya başladığımız zamanlarda hatta. Ne oldu aklınıza gelmedi mi? Çok kolay valla siz hiç düşmediniz mi evde; “ Uf olmuş “ demedi mi anneniz, peşine de anne yüreği işte ağlamanız kesilsin diye “ Dur ağlama yavrum, öpeyim de geçsin” diyerek alternatif tıp uygulamadı mı size? Şıp diye kesilir değil mi o an tüm ağrı, tüm acı. Of ne alaka ya diyeniniz olabilir ama bence “ Sevgi ve şefkat “ en önemli tedavi yollarındandır. Ben inandığım için o masum “ Öpeyim de geçsin” sözünü tıbbi bir müdahale olarak yorumluyorum.
Alternatif Rock müzik de ilgimi çekmiştir her zaman; nedense o geldi aklıma. Cem Karaca, Erkin Koray, Şebnem Ferah, Özlem Tekin daha çok bunlarla tanışmıştık o zamanlar ilk olarak; tabii ki de bu bizim jenerasyon için geçerlidir. Alternatif müzikler ciddi anlamda ilgi gördü. Murat Kekilli, Haluk Levent, Ogün Şanlısoy, Emre Aydın, Teoman, Hayko Cepkin ve grup olarak da Duman, Mor ve Ötesi, Kurban, Çilekeş, Manga, Gripin, Yüksek Sadakat, Seksendört, Badem bunlar şu an aklıma gelenler; unuttuklarım es geçtiklerim varsa kusuruma bakmasınlar. Kimse yanlış anlamasın ama benim bir tezim var; Arabesk müziğe de saygım var yeri gelir ben de dinlerim ama alternatif müzikle büyüyen gençliğin ufku biraz daha geniş oluyor. Düz mantık düşünmeyin lütfen ama az düşündüğünüz zaman bana hak verirsiniz diye umuyorum. Şimdilerde her gün yeni isimler çıkıyor, takibini edemiyoruz malum. O değil de benim de 3-5 bestem var ama yazmadığım, ulaşmaya çalışmadığım aranjör kalmadı ama ne yazık ki sanatın içinde de cinsiyet ayrımcılığı var. Ya da bilmiyorum belki de beni beğenmiyorlar ondan cevap alamıyorum; kimsenin günahını almayayım ama ben çoğu kez karşı cinslerime cevap verdiklerini gördüm. Her neyse mücadeleye devam, eninde sonunda birine ulaştırırım diyorum pes etmedim daha.
Kusura bakmayın önce tıp dedim sonra müzikten bahsettim ( gerçi müzikte alternatif tıpa hizmet eder doğru kullanıldığı zaman); benim kafanın içindeki tepişen fillerden hep bunlar. Bu paragrafta da alternatif tiplerden mi bahsetsem bilemedim. Herkesin alternatifi olabilecek türde olan vizyonu, çerçevesi, kuralları olmayan tipler; onlar sadece kendi çıkarlarını düşünerek hareket ederler. Bazen çıkarı para olur bazen bir karşı cinsini kandırmak ama insanlar onlara müthiş değerler verirler ve hatta önemli kılarlar. Ben onlara aynı zamanda noter tipli insanlar da diyorum. Karşındaki ne derse desin her şeye kafa sallayıp “ Evet” derler. Hiçbir zaman ne kendi fikrini söylerler ne de inisiyatif kullanırlar. Her şeye kafa salladıklarına bakmayın ama onlar içten içe sinsice kendi hedeflerine doğru yürürler. Ben her zaman derim: “ Her dediğini onaylayan ve evet diyen kişi ya sizi dinlemeden cevap veriyordur ya da sinsice planları vardır.” Tabii ki de bu askeri, iş, eğitim, aile gibi diyalogların dışında tutulmalıdır.
Alternatif kelimesiyle başlayan üç husustan bahsettim sizlere kendimce kendi fikrimce; şimdi bu üç hususla ilgili bir toparlama yapmak gerekiyor. Her insanın kendince fikri, hedefleri, kuralları vardır; olmalıdır da bence. Ben her ne kadar biraz abartmış olsam da bu durumu; kurallarımı, fikirlerimi ve hedeflerimi her daim yaşatmaya çalışırım. Mandalinayı bile yerken bir kuralım, bir yeme şeklim vardır; düşünün hayatımdaki diğer kuralları. Öncelikle umarım kimsenin alternatifi olarak hayatlarında yer almazsınız. Burada es geçilmemesi gereken ince bir nüans vardır. Olmayan birinin yerinde olmakla olan birinin yerinde olmak arasında çok fazla fark vardır; bambaşka bir durumdur. Velhasıl kelam Sevgili Okuyucular; ne kimsenin alternatifi olun ne de kimseyi alternatif olarak görün. Benim naçizane tavsiyem budur; dürüst – şeffaf – samimi – akla ve mantığa uygun ortamlarda yaşlanmanız dileğiyle…
Günün Sözü: Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki siz silahsızsınız bayım. – Franz Kafka