-İniş izini istiyoruz kule!
-..............
İniş izini istiyoruz kule!!
-.............
-Kule?
-............
-Birader cevap versene!!
-...........
-Sana diyoruz sayın kule cevap versene!!!
-Abi bir durun ya..
-?
-Birkaç tur daha atıp gelseniz.
-Ne turu sayın kule versene şu iniş iznini!
-Olsa dükkan senin sayın abim de..
-Eeee?
-Havaalanı yerini şettiremedik..
-Nettiremediniz?
-Ayarlayamadık yani, daha belli değil. Bir türlü nereye yapılacağına karar verilemedi.
_Eee ne yapacağız biz?
-İşte abi siz bir iki tur daha atın ayarlar ayarlamaz ilk sana iniş izini vereceğim söz..
-Fesupanallahhhh!
-Buyur abi?
-Yok bişey. Kardeşim tamam da ağır hasta var uçakta. Yolcunun biri fenalaştı, muhtemelen kalp krizi olabilir. Acil inip yolcuyu hastaneye ulaştırmamız lazım.
-Hastane mi?
-Evet. Adam hasta diyorum, acil diyorum sahile çay içmeye götürecek değiliz ya!
-İyi de abi sen hep çalışmadığımız yerden soruyorsun.
-Nasıl yani?
-Olmayan havaalanına acil iniş istediğin yetmedi..
_Eeee?
-Şimdi de hastane diyorsun.
-Ne oldu ki?
-Söylemesi ayıptır, bizim hastane yeri de belli değil.
_Neee!!
-Evet hastane yerine de karar veremediler. O da sıkıntılı yani.
-Ne yapacağız peki biz?
-Aspirin falan verseniz?
-Hay sizin havaalanınıza da, hastanenize de.. Dön Kamil dön, başka bir yere gidelim.
-Nereye gideceğiz kaptan
-Hiç farketmez Zonguldak hariç nereye olursa. Yeter ki bir şehir olsun..
Evet sevgili okurlar. Zonguldak ile ilgili ne anlatırsanız anlatın mutlaka komik bir yanı vardır.
Ancak bu komik olayların en büyük özelliği hepsinin de traji-komik olması.
Güleriz ağlanacak halimize deriz ya.
İşte orası tam burası.
Cumhuriyetin ilk vilayeti edebiyatı da yapmayacağım.
Ama ilgisizlik alakasızlık diz boyu olmuş.
Tek suçlusu da bizleriz.
Kabahatin hepsi bizde olmasa da en büyüğü bizde.