18. yüzyılın ortaları. İngiltere Krallığı o dönemin kıtlık, buhran dolu günlerinde ne yapalım da bu badireyi atlatalım diye düşünürken uyanığın biri İngilizlerden değil ama İskoçlardan, İrlandalılardan hatta Gallilerden vergi alalım diye bir öneri getirmiş. Kabinedeki başka bir uyanık “ zaten adamlardan donuna kadar vergi alıyoruz. Verecek bir şeyleri kalmış olamaz. Bunlar bildiğin fakirler. Yiyecek ekmekleri dahi yoktur” demiş. Öneriyi getiren ilk uyanık “ o halde bizde FAKİRLİK VERGİSİ “ alırız demiş. Britanya adasında yaşıyorsan, İngiliz değilsen ve de fakirsen bir vergi daha ödeyeceksin. Tarihe “ KARAYILLAR” olarak geçmiş olabilir. Birçok insanın bir dilim ekmek bulamadığından dolayı öldüğü o dönemde Osmanlı İmparatorluğu gemilerle buğday yardımı yapmış o garip insanlara. Elbette o buğdaylar gariplere değil zenginlerin silolarına yığılmış değerli yöneticiler tarafından.
Gelelim günümüze ülkemizde normal olmayan ama gelişi bağıra çağıra olan EKONOMİK bir DURUM var. Eski yazılarımda var, arşiv yazılarından bulunabilir. Üretmeyen ülke güçlü ülke olamaz. Belki sanayi alanında yeterli alt yapı olmadığından o ürünlerin bazılarını ithal edebilirsiniz. Yeri gelir güçlü ekonomisi olan devletler dahi bazı alanlarda İTHAL ÜRÜNLER almıştır alacaktır da. Ama bir tarım ülkesi olarak nam yapmış ülkemiz tarım ürünleri, kesimlik hayvan ve et ithal eder mi? Şili’den ERİK, Bulgaristan’dan SAMAN ithal etmek ne yahu? Yahu insanda bir utanma duygusu olur! Bazı aklı evveller “ paramız var alıyoruz, üretmek daha pahalı” diyorlardı. Bre gafil “ paran da yokmuş, elin kredisiyle hava cıva işleri” …
Ee ne oldu şimdi deniz bitti. İşi ehline verin diyene hain, üretelim diyene salak muamelesi yaparsan, bunlar başına gelir.
Halimizde ne var, biz nasılsa 9-10 yerden ziftleniyoruz diyenlere sözüm yok. Ben benim gibi tek maaşla bu ülkede yaşamaya çalışan saflara anlatmaya çalışıyorum zaten. Aslında benim gibilerden FAKİRLİK VERGİSİ alınmalı. Herkesin bir şeklide yolunu bulduğu sakalını aldığı bir dönemde nasıl fakir kaldınız diye ceza kesilmeli, belki akıllanırız.