Sanırım bir tek benim duyduğum şeylerden değildir “sokakta bazı ULEMALARDAN akıl almak” yani bize işimizi öğretmeleri.
“ Şunu da yazsanıza kardeşim”
“ Hiç bu konulara değinmiyorsun”
“Ben yazsam, Oooo neler yazarım neler “
“ Gazeteci cesur olacak, gerekirse canını ortaya koyacak”
“ Hiç kimse şu konuyu işlemiyor oysa ülkenin en büyük sorunu “ kekliklerdir” ( örneğin )
“Siz de gazeteci misiniz? İyi bilirim bu ülkede Abdi İpekiçiler vardı, Uğur Mumcular vardı …” ( sanırsın hepsine her gün kalkıp FATİHA okuyor)
“ Bu iş yanlış ellerde, gazteci ! yalnızca gaztecilik ! yapmalı …”
“ Bu ülkeyi bana 1 yıl teslim etsinler Ooo neler yaparım neler ama ülkede özgür basın mı var?” ( Basın belirliyor ya iktidarı yada Meclisi)
Millet olarak sorumluluk almayı değil ama akıl vermeyi çok severiz.
Seçim döneminde hava biraz kapalı, yağmur ihtimali var diye sandığa dahi gitmeyip sokak sokak, ev ev çalışan parti üyelerini eleştiren onlarca bildiğim isim var.
İşlemediğimizi iddia ettikleri konularda muhtelif köşe yazarlarının kendi gazetelerinde onlarca makalesi olduğundan habersiz olan ama yinede konuşmuş olmak için BOŞ KONUŞAN düzinelerce kişiyi rahatlıkla gösterebiliriz.
Şu anda cezaevlerinde kadın cinayetinden, uyuşturucu satıcısından, sahte para basanların toplamından daha çok yazar/akademisyen ve gazeteci olduğundan habersiz bu boş konuşan insanlar yüzünden güzel ülkem bu halde …
Siyasetçileri eleştirmek işin en kolayı. Hele hele muhalefette olanları eleştirmek “ sıradan işlerden” … Ama ya onları seçenlere yada oy vermeye dahi gitmeden seçilmesi gerekenlerin önünü kesenlere ne demeli?
Eleştirmek eğer mantık zemininde bir karşılığı varsa anlamlı dahi olabilir ancak iş olsun yada birilerinin gönlü olsun diye boş konuşanları yok sayıyorum.