Ölüm olduk, düşmanın üstüne yağdık…
Çanakkale destanının özeti işte bu!..
Çanakkale Destanı: 1915-1916 yılları arasında, Çanakkale Boğazını geçerek İstanbul'u ele geçirmek isteyen İtilaf Devletleri ile Osmanlı ordusu arasında yapılmış bir bağımsızlık savaşıdır.
1. Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri Almanya'nın yanında yer alan Osmanlıyı etkisiz hale getirmek, Rusya'nın boğazlardan rahatça geçebilmesini sağlamak amacıyla İstanbul Ve Çanakkale boğazlarını ele geçirme planları yapıp, donanmalarını Çanakkale'ye sürmüşler fakat hiç hesap edemedikleri bir bozguna uğrayıp ağır bir yenilgi almışlardır.
1 Dünya Savaşının başlamasının akabinde Almanya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında ittifak anlaşması imzalanmış, Alman donanmasına ait iki gemiye Osmanlı bayrağı çekilerek Rus limanları bombalanmıştır. Bunun üzerine Rusya İtilaf Devletleri ile birlikte hareket ederek Osmanlı'ya karşı savaş ilan etmiştir. Kısaca Osmanlı savaşa Almanya tarafından itilmiştir. Ardından İtilaf Devletleri Boğazlardan geçerek Rusya'ya askeri destek sağlamak amacıyla bir plan yaparak, 1915 yılının ilk günlerinde Çanakkale'ye ulaşmışlar ama hiç beklemedikleri bir biçimde saldırıya uğramışlardır. "Hasta adam" uyanmış, üstlerine bomba yağdırmaktadır. O gözlerinde küçülttükleri Osmanlı bir anda devleşmiş, tek yürek olmuş, üstlerine ölüm olmuş yağmıştır.
Donanmasının büyük bölümünü zayi eden İtilaf Devletleri bu sefer karadan saldırmayı denemiş, birçok cephede daha karaya ayak bile basamadan ruhlarını teslim etmişlerdir. İki taraf için en büyük kayıp Mayıs 1915 ayında yapılan Anzak çıkarması sırasında olmuştur. Hem Gelibolu yarım adası, hem de Çanakkale öyle etkin bir savunma yapmış ki, kendilerinden misli misli fazla orduları darmadağın etmişlerdir.
Bu savaşın Türk tarihinde önemi ve yeri çok büyüktür. Tarih boyunca Türkler hep savaş veren hep mücadele eden bir millet olmuştur. Tam düşmanları artık bunlar iflas etti artık bu sefer yok edeceğiz diye kapımızı çaldıklarında hep kapı yüzlerine çarpmıştır. İşte Çanakkale'de bunların en önemlilerinden birisidir. Modern silahlarla donatılmış ordunun karşısında, ateş almaz tüfeklerle, patlamaz toplarla, yalın ayak, aç bir mide ile kazanılmış bir zaferdir Çanakkale. Mustafa Kemal gibi bir büyük insanın tarih sahnesine çıktığı, Seyit Onbaşının 230 okka gülle ile koca gemiyi sulara gömdüğü, Kurşunların havada çarpıştığı, Türk'ün kahramanlığının resmi bir vesika olduğu savaştır Çanakkale. O sene memleketteki liselerin ve üniversitelerin çoğu mezun verememiş çünkü hepsi savaşta şehit olmuşlardır. Toplam savaşta verilen şehit sayısı kesin olarak bilinmemekte fakat tahminlere göre 500.000'in üzerindedir. Mustafa Kemal Paşa'nın dediği gibi savaşmaya değil ölmeye gelmiş bir millet ve tamamen çıkar amaçlı işgale gelmiş bir ordu. Karşıdan bakıldığında garip ama sonucu tamamen gerçektir.
Kahraman Türk askerinin hayatını hiçe sayarak kahramanca dövüşmesi Türk komutanlarının bilhassa Mustafa KEMAL’ in üstün sevk ve idareleri sonucunda düşman başarısızlığa uğrayarak savaş, siper savaşı halini almıştır. Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapan düşman kuvvetlerini meydana getiren askerlerin milliyetleri son derece enteresandır. İngiliz ve Fransızlar’ ın yanı sıra, bizimle hiç ilgisi olmayan Cezayir Berberileri’niSenagal Zencilerini, Avustralyalı, Kanadalı, Yeni Zellandalı ve Hintliler’i üzerimize salmışlardır.
Evet, düşman yalnız birkaç devletten ibaret olmayıp, sanki karşımızda bütün dünya vardı. Düşman donanması, II. Dünya Savaşı’na kadar, dünyanın gördüğü en büyük ve en modern donanmasıydı. Hal böyle iken kazanılan zaferin değeri daha iyi anlaşılmaktadır. Zira bu savaş, yenilmez sayılanların mağlubiyetidir. Çanakkale’ de tarihin kaydettiği en büyük ve en kanlı savunma savaşları verilmiştir. Bu savaşlar Mustafa KEMAL gibi bir askeri dehanın Türk ve dünya kamuoyu tarafından tanınmasının sağlanması açısından son derece önem taşımaktadır. Düşman durmadan saldırmaktadır. Anafartalar ve Arıburnu cephelerinde emir komuta karmaşası vardır. Bu durum çok tehlikelidir. Yarbay Mustafa KEMAL, Ordu Komutanı Alman General Liman Von SANDERS’ e bütün mevcut kuvvetlerin emrine verilmesinin ve bundan başka çare kalmadığını bildirmiş, Alman General “ Çok gelmez mi? “ diye sorduğunda Mustafa Kemal “ Az bile gelir “ diye cevap vermiştir...
Günümüzde Çanakkale bütün insanlar tarafından ziyaret edilen, Orada yaşanan dramı ve kahramanlık ruhunu hissetmek için o havası içe çekilen bir yerdir. Her santiminde bir şehit yatan, her zerresi şehit kanıyla sulanmış, şanlı bir yerdir Çanakkale. Görebildiğimiz her yerde onların yaşadıkları yazılmaktadır. En etkileyici olanlarından biriside günlük yemek listesidir. Şimdi yemek seçen, çöpe tonlarca gıda atanlara ibret belgesi olarak gösterilmesi gereken, yeni yetişen çocuklarımızın beyinlerine kazımamız gereken bir yemek listesi:
43. Alay Yemek Listesi
15 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı, Öğle: Yok Akşam: Yağlı Buğday çorbası, ekmek
16 Haziran Sabah: Yok Öğle: Yok Akşam: Üzüm Hoşafı, ekmek
17 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı, Öğle: yok Akşam: yarım ekmek
18 Haziran Sabah: Yarım ekmek, Öğle: yok Akşam: şekersiz üzüm hoşafı
19 Haziran ordu emri ile ekmek istihkakı 500 grama indirilmiştir.
Bu savaştan Türk insanından sonra en çok zayiatı Avusturalyalı ve Yeni Zelandalı askerler vermiştir. Yaklaşık 25.000 askerini Çanakkale' bırakıp gitmişlerdir. Fakat Atatürk 1934 yılında yayınladığı mesajda; Ey kahraman askerler rahat uyuyunuz. Burada dost toprağındasınız. Diyerek iki ülke arasındaki dostluk ortamı oluşmasını sağlamış, ve her yıl gelip askerlerini anmalarını sağlamıştır. Hala her sene Anzakların torunları gelirler ve atalarını mezarları başında anarlar. Bu olay dünyaya Türklerin ne kadar üstün bir millet olduğunu göstermiş, Çanakkale'de hezimete uğrayan İtilaf Devletleri için ise askeri bir utanç, beceriksizlik ve Felaket sembolü olarak sayılmıştır.