Sevgili Okuyucular sizlere özellikle genç kardeşlerimizin bazılarının bilerek bazılarının da bilmeyerek yaşadığı bir telaştan bahsedeceğim. Ne yapacağını bilememe telaşı; son zamanların en trend telaşıdır. Çoğu zaman bizler de bu telaşı yaşıyoruz; adını koymasak da.
Bu arkadaş “ telaştan “ bahsediyorum; çok değişik, garip bir arkadaştır. Ne yapacağını nasıl yol izleyeceğini bilemez insan; resmen dumura uğrar. Bir çıkar yol bulamadığı muamma zamanlardan bahsediyorum. Mutlaka insan hayatı boyunca bu arkadaşla tanışmıştır; tanışmadım diyenin ya muazzam bir hayatı ya da biraz gamsız bir hayat bakışı vardır desem pek yanlış olacağını sanmıyorum. Ya da bazı zamanlar gelir karşılarına bi insan çıkar ki -bu insanlar tamda ne istediğini bilen insanlardır- işte o zaman hikaye başlar ve ne yapacağımı bilemiyorum cümleleri gelir peşin sıra. Aslında olay çok basit zamanı iyi kullanmaktan geçiyor. Ha bir de yaptıkları için pişman olmamaktan. Bu arada pişman olmamak kadar da pişman etmemek de çok ama çok mühim bir olgudur. Pişman etmediğin insan seni daha çok düşünür, sana daha çok iyi gelir, seni daha çok mutlu eder. He bu arada pişmanlık demişken Müslüm Baba’yı anmazsak ayıp olur. Ne demiş üstat “ Son pişmanlık neye yarar, her şeyin bedeli var, buraya kadar.” Yine de biz bu kadar keskin olmayalım; olmamakta fayda var.
Sevgili Okuyucular ister inanın ister inanmayın bu sıralar etrafımda ne yapacağını bilmeyen o kadar çok insan var ki. Normalde yazıyı negatif bir açıdan bakacaktım ama birden sihirli bir el değdi yazıya ve olumluya yakın bir yazı oldu. Aman boş verin be keşke yapsaydım diyeceğimize gerekirse pişman oluruz hem de babalar gibi. Hadi kendinize iyi bakın; hayat kısa ve artık bazı şeyleri daha fazla ertelemeyin. Görüşmek üzere.