“Ölümün de hayırlısı be gülüm” derdi bi büyüğüm…
Çok sıcakta ölsen kan ter içinde gömerler adamı…
Yağmur, çamur, fırtına olsa aksi insandı bak, gömülmesi bile dert derler…
Hadi ölünce bi şekilde gömülürsün… 
Söylene söylene, ağlaya ağlaya…
Sıkıntı ölümün kesinleştiğini bilmemek olur, yani cesedi görememek…
Suda kaybolsan, dağdan inemesen, gittiğin yerden dönemesen… Bekler durursun…
Hayırlı ölüm de tamda böyle bir şey işte…
 Neyse…
Onca ölüm gördüm, ölüm şekline şahit oldum. 
Haberlere konu oldu ölümler titredi içim…
Bu ölüm çok trajik…
Adamın biri çalıştığı markette ki soğutucuların üzerini temizlerken sanırım, dolabın arkasına kafa aşağı düşüyor! Kafa darbesinden sanırım sesi de çıkmıyor! Hoş çıksa da soğutucunun sesinden kendini duyuramamışta olabilir… 
Bir güzel de sıkışıyor!...
 Yıllarca kayıp ilanı veriliyor… Sonuca ulaşılamıyor!
 Anlayacağınız adam orada çürüyor!!!
 Ortalama 3,650 gün sonra, market el mi değiştiriyor artık orasını bilemiyorum, malzemeler taşınırken bulunuyor ceset soğuk deposunda…
 Bir DNA… Ve yıllar önce kayıp olan market çalışanı çıkıyor…
 Sanırım buna benzer de bi olay İzmir’de yaşanmıştı. Hafızam yanıltmıyorsa şayet…
 Gerçekten büyüklerimiz nede doğru söylüyor…
Kayıp olmak başka, ölmek başka…
Ölüyken kayıpsan sıkıntı çok fazla…
 Ne diyeyim hayırlı ölümler hepimize (:
Çok amin…