Seçim startı verildi diye yazmıştım.
Henüz üstünden 24 saat geçmeden adaylar "el kaldırmaya" başladı.
"Ben de varım" diyorlar.
Olabilir..
Olacaktır da.
Ama benim derdim teşkilatlarla.
Birkaç gün önce maden kazası sonucu vefat eden madencilerin cenazeleri vardı.
Hayrettin Akdemiroğlu, köyü Çırgan'da.
Hasan Okumuş ise Kozlu Askeritepe'de kılınan öğle namazlarının ardından toprağa verildiler.
Mekanları cennet olsun.
Ne olursa olsun "ekmek" için alınteri dökerken vefat ettiler.
Çırgan Köyü'nde eş dost ve akraba harici ne siyasetçi ne de bürokrat yokmuş.
Yokmuş diyorum çünkü cenazede bulunanların beyanı.
Ama inanmak da kolay.
Çünkü Askeritepe'de kılınan cenaze namazında bulundum.
Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz oradaydı.
AK Parti'den kimse yoktu.
CHP'den kimse yoktu.
MHP'den kimse yoktu.
Saadet Partisi'nden kimse yoktu.
İYİ Parti henüz siyasi bir parti olduğunun farkında olmadığından kendilerini zaten yok yazıyorum.
Siz seçime nasıl gireceksiniz?
Kimden oy isteyeceksiniz.
Seçim zamanı "madencileri, emeğin başkentini, yeraltında can verenleri, ülke ekonomisine can verenleri" dilinizden düşürmeyip kimseye bırakmıyorsunuz.
Kötü zamanda yanlarında olmayan iyi zamanlarında hiç görünmesin.
Necdet Karaveli oradaydı.
Cenazenin henüz üstünden birkaç saat geçmeden kendi babasının hastanede vefat ettiği haberini aldı.
Babasının durumunun ağır olduğunu, her an kötü haberin geleceğini bilmiyor muydu?
Elbette biliyordu.
Ama yapması gerekeni yaptı.
Her şeye rağmen yapması gerekeni yaptı.
Cenazedeydi.
Siyasetçi olmaya soyunanlar ders alsın.
Sözde değil, özde siyasetçi olsunlar.
Kerim Yılmaz'ı saymama zaten gerek yok.
Her zamanki gibi en önde yer almıştı.
Üstelik o soğuğa rağmen personeli saatler önce oradaydı ve soğukta bekleyenlere çay bisküvi servisi yapıyordu.