Birleşmiş Milletlere bağlı “ ÇEVRE KONSEYİ” bir araştırma yapmış; “ Dünya nereye gidiyor” diye … “ 2020-2030 yılları arasında Dünya S.O. S veriyor. Büyük çapta bir kuraklık bekliyor Dünyayı … Bu beklenen tehlikelerin yalnızca bir tanesi .
Dünya’nın yüzde yetmişi su ! Ancak bu büyük oranın yalnızca yüzde üçe yakını tatlı su kaynağı. Yani her yüz litre suyun ancak üç litresi içilecek su kalitesinde.
Başka sorunlardan biri; su kaynakları yanlış imar uygulamaları ve hızlı kentleşme nedeniyle hızla kayboluyor. Örneğin ülkemizde İstanbul’a yüzlerce kilometre uzaktan su gönderiliyor ama hızlı kentleşme büyük sorun diye alınan bir tedbir duydunuz mu? Henüz basına yansıyan bir haber yok. Size enişteden haber geldiyse bilemem!
İklim değişikliği, endüstriyelleşme, hızlı kentleşme, büyük nüfus artışı ve bilinçsiz kullanım nedeniyle yerkürede kullanılabilir su kaynaklarının tasarrufu giderek büyük önem kazanıyor.
Sokakta hortumu takarak arabasını dakikalarca yıkayan insan! yalnızca suyu israf etmiyor, sizin de yarınlarda yaşayacağınız su sorununa neden oluyor. Balkon yıkayan teyzeler, halı yıkamak için evlerinin önündeki boşluklarda mahalle şovu yapan ablalarımız ve bırakın çocuklar “suyla oynasın” diyen çağdaş ebeveynler aslında büyük yanlışların küçük oyuncuları olarak sahne aldıklarının farkında bile değiller belki de …
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre Dünya’da 2 milyar 100 milyon insanın evinde temiz su bulunmuyor.
Dünya’da yalnızca bu sorunlar yüzünden 700 milyon kişi göç etmek zorunda kalıyor. Bu sayıya bir de savaş nedeniyle göçe zorlanan insanları kattığınızda ortaya çıkan korkunç rakamın hiçbir Dünya liderini etkilemediğini net bir şekilde görüyoruz. İşte sırf bu yüzden bile “YURTTA SULH CİHANDA SULH “diyen liderimiz ATATÜRK’ün nasıl bir uzak görüşlü ve hümanist bir şahsiyet olduğunu yeniden yeniden anlıyoruz.
Son yüzyılın en büyük sorunun “enerji” olduğunu savunanların evlerinde içecek su bulamayınca neyi ilk sıraya taşıyacağını merakla bekliyorum!