Dikkat ettiniz mi hiç çevremizdeki insanların son yıllardaki hızlı değişimine? Bir dönem hastalık durumuna gelen atari oyunları gibi günümüzde de insanlar ellerindeki akıllı/android cihazlardan bir türlü kurtulamıyorlar. Yolda yürürken, toplu taşıma araçlarında yolculuk yaparken hatta ve hatta arkadaşlarıyla bir kafede oturup sözüm ona sohbet ettikleri zamanda dahi tutkunu oldukları oyunlarla ilgileniyorlar.
Aileler yalnızca akşamları bir araya gelip birlikte zaman geçirecekleri o kısa süreyi bile akıllı telefonlardaki, tabletlerdeki uygulamalara bırakmış durumdalar.
Elbette teknolojinin zararı konusunda “ konferans” verecek değilim ama her işte olduğumuz gibi bu teknoloji harikası telefonlar/tabletler hatta saatler konusunda biraz tehlikeli sularda yüzmüyor muyuz?
Aynı iş yerinde çalışan iş arkadaşlarının dahi bir birleriyle iletişim konusunda sorun yaşadığını, bir çok işyerinde eften püften konularda tartışmalar yaşandığına hiç şahit olmadınız mı?
Bu konunun böyle kısa bir köşe yazısına değil akademik bir çalışmanın özünü oluşturması gerektiğini de düşünüyorum. Sanıyorum belki bizim ülkemizde olduğu kadar gelişmiş ülkelerde bu tip sorunlar nispeten daha azdır. Zira bizler bu tip teknolojik gelişmeleri takip etmeyi “kendi ölçütlerimizde “ çağdaşlık sayıyoruz. Oysa bu teknolojiyi üreten ülkelerdeki ne eğitim nede sosyal seviyeye ulaşamamış olmamız asıl sorunumuz olmalıydı.
Yeniden şekillenmeye çalışılan eğitim/öğretim sistemimizi biraz da bu tip düşüncelerle ve daha geniş tartışma ortamlarında konuşup değerlendirmeliyiz.
Yoksa bir Finlinin yada Amerikalının ürettiği cihazı satın alıp ( muhtemelen kredi ile borçlanarak) kullanmanın teknolojik anlamda ileri düzeye çıktığımızın bir göstergesi olduğunu savunamayız !