Tam 700.000 bin kamu işçisi.
İmza bekliyor.
Dün bu konu ile ilgili geniş bir değerlendirme yaptık.
Cumhurbaşkanımız tarihi İstanbul mitinginde kamu işçilerinin Salı günü imzalanmasının gerçekleşeceğini müjdeledi.
Bence önemli bir mesajdı.
Çalışma bakanımız son şeklini verecektir.
Nihai karar Cumhurbaşkanımızca müjdelerle açıklanacaktır.
Bir şekilde ortak nokta bulunacaktır.
Kamu işçileri de fedakarlık yapmalı.
Gelecek toplu sözleşmelerinde önü açılmalı.
Ne kadar özveri olursa.
Gelecekte de o kadar özveri işveren kanadı adına verilir.
Seçim vakti geldi.
Çattı.
Ne istersek verilecek mantığı ile hareket edilmemeli.
Devamla.
Toplu sözleşme adına bugün büyük gün.
Bakalım neler olacak?
Ben inanıyorum ki imzalanacak.
Seçim öncesi kamu işçileri memnun ve mutlu edilecek.
Bazı taslak çalışmalar bitti.
GMİS Genel başkanı Ankara’dan ayrılmıyor.
İmzalanma olana kadar da ayrılmayacak.
Resmen GMİS Ankara’da mekik diplomasisi yapıyor.
Sadece yer altı işçisini değerli.
Yerüstü işçilerimizin de hakkını ve hukukunu önemle koruyor.
Kazanım alma adına mücadele ediyor.
İnanıyorum ki iyi bir rakam yerüstü işçilerin adına alınacaktır.
Yüzde 50 gibi bir rakam en az.
Toplu sözleşme adına bugün ülkemiz bu konuya odaklı.
Herkes bunu bekliyor.
Tam 700 bin işçi.
Aileleri ile üç milyon.
Seçmen odaklı en az iki milyon.
Önemli bir sayı.
Bence bugün imza altına alınacaktır.
Dediğim gibi her iki tarafta özverisi göstersin.
Seçim vakti denilip.
Ne istersek alırız mantığı ile hareket edilmesin.
Çünkü iki yılda bir toplu sözleşme görüşmeleri var.
Bundan önceki toplu sözleşme görüşmeleri hep başarı ile geçti.
,geçen dönemki toplu sözleşme görüşmeleri sonrası.
Cumhurbaşkanımıza çıkıldı.
Teşekkür edildi.
Bu günlerde unutulmamalı.
O teşekkürlerde hafızalardan silinmesin.
Hemen madenci anıtına koşulmasın.
Hem de apar ve topar.
Heyecan yaratılmamalı.
Eylem tabi ki demokratik haktır.
Ama acele edilmesin.
Hemen sokaklara dökmeyelim.
Çünkü bir önceki dönemde maden işçilerimiz külliye’de Cumhurbaşkanımıza plaket vermişti.
Teşekkür etmiştir.
O günün de mimarisi ve proje sahibi.
Tabi Ki Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay’dı.
Onun için bugün imza töreni öncesi bu gibi geçmiş durumlarda unutulmasın.
Dün dündür.
Bugün bugündür denmesin.
Herkes vefayı hatırlasın.
Devletimizde biliyorum ki elinde geleni yapıyor.
Seçim öncesi tabiki inşallah imzalanır.
Müjde olur.
İşçilerimizin de aklında bir şey kalmaz.
Oylarını kullanıyorlar.
Seçime daha özgüvende girerler.
Bugün toplu sözleşme adına büyük gün.
Müjdeleri de hep beraber izleyelim.
Taslak ve maaş artışlarını da değerlendirelim.
Zonguldak Adına işçi alımı nihayete erdi.
Başvurular başlayacak.
Beklide başladı.
Belki yeni rekor alımları gelecek.
Başvurular gelecek.
Devamlı ve sürekli söylüyorum.
Altını çiziyorum.
Bu sefer işçi alımı adına çok daha titiz olalım.
TTK göreve.
İŞKUR göreve.
GMİS göreve.
Taslak çalışma adına işçi alımı için önce başvuru.
Sonra güçlü isimler.
Yeraltı ocağında çalışacak kişiler.
Eğitim olsun.
Güçlü ve kuvvetli olsun.
Yapamayan başvuru yapmasın.
Eleme sistemi gelsin.
Mülakat önemli.
Hem de çok önemli.
İşçi alımı için yedek bekleme süresi dört ay olmasın.
Bir yıl olsun.
Çünkü ayrılanlar oluyor.
Yerine yedekler devreye girsin.
Süre uzun olursa hiç kimse mağdur olmaz.
Mağduriyet olmaz.
Bu tam 14 yıl önce yapıldı.
Olmadı.
Şimdi neden yapılmıyor.
Yapılamıyor.
Son alınan 1500 işçinin 350 si ayrıldı.
Yerine alamadık.
Yazık değil mi?
Günah değil mi?
Hem işçimiz gitti.
Hem işçi açığımız oldu.
Hem kurum kaybetti.
Hem GMİS kaybetti.
Hem de üretime yönelik iş kaybımız var.
Var da var.
Bu konu hakkında herkes şimdiden üzerine düşeni yapmalı.
TTK hazırlayacağı taslak çok önemli.
GMİS katkı vermeli.
Sonra hiç kimsenin şikayet etme hakkı yok.
Hukuku hiç yok.
Tam 2000 işçi geliyor.
Dinlenerek çalışacaklar.
Üretim artışına büyük katkı verecek.
Zonguldak mutlu.
Bartın mesut.
Karabük yüzler gülüyor.
Bakınız Zonguldak kendinden ayrılan illeri bile ihya ediyor.
TTK ile.
BAKKA ile.
Çelik ile. Limanı ile.
Demiryolu ile.
Ediyor da ediyor.
Zonguldak daha ne yapsın.
Zonguldak’ı bölen ve parçalana bazı siyasetçilere hakkımızı helal etmiyoruz.
Hakkımız varsa o hakkımız edebiyata kadar vermeyeceğiz.
Öbür dünya’da hesap sorulmasını sağlayacağız.
Herkes böyle bilsin.
Şimdilik nokta.