Birkaç kez burada sizlerin huzurunda karşı cinslerimi eleştirdim; bazen baya baya gömdüğüm dahi olmuştur. Hatta hatırlıyorum bir yazımda açıklama bile yapmıştım. Feministler bana kızmasın ya da tepki göstermesin diye demiştim. Ben olgun bir kadının çoğu erkekten üstün bile olabileceğini düşünen kadın erkek eşitliğini her daim savunan bir bireyim. Gerçi benim karşı cinste eleştirilerim; davranışsal, tercihsel olgulardı, hatırlarsanız. Kadınla erkeği yan yana koyup baktığın zaman; kadının erkekten estetik açıdan daha güzel bir görüntü olduğunu kabul etmek lazım. Önceki yazılarımda şimdiki neslin yetişkinliğe ve olgunluğa ulaşmamış kesimi daha çok ele aldım ve tabii ki de kendimce eleştirisini yaptım.
Şimdi de yeri geldiğinde olgun kadınların çoğu erkekten üstün bile olabileceğini düşündüğüm zamanlardan örnekler vermek istiyorum. Bu arada es geçmeden söyleyeyim; anne olmak ayrı bir meziyet ama bazı kadınların tek kariyerlerinin annelik olmadığını gördüğümüz başaralı Türk kadınları olmuştur. Safiye Ayla mesela? Kaçımız, ne kadar, nasıl biliyor; bilemiyorum valla. Safiye Ayla, bugün kadın doktorlarımızın olmasının sebebidir desem; abartmış olmam. 20.yy’ın ilk yarısında yaşayan, Almanya’da tıp eğitimi alan Ayla; tarihe ilk Türk doktor olarak adını yazdırmıştır. 2. Dünya Savaşında yaptıklarıyla başarılı olup Türk kadınlarına ilham kaynağı olmuştur. Nene Hatun desem sizlere; Kurtuluş Savaşı döneminde Türk kadının cesaretini ve gücünü tüm dünyaya gösteren yüce kadın. Rus işgaline karşı Erzurum’daki halk direnişinin simgesi haline gelen vatan sevdalısı bir Türk kadın kahramanıdır. Kurtuluş döneminden bahsederken Halide Edip Adıvar’dan bahsetmezsek ayıp olur değil mi? Kurtuluş Savaşı’nda cephede Mustafa Kemal’in yanında görev yapmış; sivil olmasına rağmen onbaşı rütbesi olarak bir savaş kahramanı sayılmıştır. Mücadelesini ne yazık ki çoğumuz dizilerden öğrense de milleti için, kadınlar için, bağımsızlık için mücadele vermiştir. Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Sinekli Bakkal romanlarıyla Kurtuluş Döneminde ulusçu, milli duyguları öne çıkartarak; milli gurur ve şuurun oluşmasına katkısı olmuştur. Savaş döneminde Anadolu Ajansı’nın kurulmasında büyük rol alarak gazetecilik de yapmıştır. Hem milli mücadele hem de kadın hakları için mücadele etmiş bir edebiyat profesörüdür. Hatta bir sözünde “ Her iyi kadın erkek için mukaddes bir kalkandır” diyor. Mücadele döneminden bahsettikten sonra aklıma dünyanın ilk kadın savaş pilotu geldi. Sabiha Gökçe, Atamızın manevi kızı olan savaş pilotumuz; tüm kadınlara ilham kaynağı olacak, cesaret verecek güzel bir örnektir.
Bu listeyi çok fazla uzatabiliriz, daha nice isimler var. Nezahat Onbaşı; 1. ve 2. İnönü, Sakarya ve Gediz Muharebelerinde yer almış. Şerife Bacı; İnebolu’da bulanan cephaneleri kağnı ile Ankara’ya taşırken kış şartlarında donarak ölmüştür. Erzurumlu Kara Fatma, Halime Çavuş ( Erkek kılığında savaşan), Gördesli Makbule ( şehit ), Çete Emir Ayşe ( istiklal madalyalı). Tarihimizde kadın kahramanlarımız da çoktur; erkek kahramanlarımızın olduğu gibi.
Kadınlarımızın pek değerlerinin bilinmediği dönemleri yaşıyoruz. Oturup düşünüldüğünde kadınlarımıza en büyük ödülü, hakları da veren Mustafa Kemal’dir. Türkiye'de kadınlar 20 Mart 1930'da belediye seçimlerinde seçme hakkı kazandılar. 1933'te Köy Kanunu'nda muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı düzenlendi. Milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına ise 5 Aralık 1934'te yapılan anayasa değişikliğiyle kavuştular. Dünyada Fransa, İsviçre, İtalya, Japonya gibi ülkelerdeki kadınların bile böyle hakları yokken Mustafa Kemal Türk kadınlarına hediye etti. Bu yetmezmiş gibi Cumhuriyet ve Demokrasi ile erkeklere tek eşliliği getirdi. Kadın erkek eşitliğini ta 1930’lu yıllarda hayatımıza soktu. Şimdilerde kadınlarımıza ne kadar hak veriyoruz, nasıl davranıyoruz orası muamma ama dünyada son 10 - 15 yıldır müthiş bir kadın trendi var. Şirketlerde üst düzey yöneticilik, STK’larda ve kurumlarda başkanlıklar, hükümetlerde bakanlıklar, başkanlıklar, devletlerde üst düzey bürokratlık, büyükelçilikler ve nice makam ve mevkilerde kadınlar görev almaktadır. Dünya’nın 2000’li yıllarda yapmaya başladığını Mustafa Kemal’in 1930‘larda yapması da ayrı bir gurur vericidir. İleri görüşlü olmak, asil ve asaletli olmak da bunu gerektirir zaten; bu yüzden Mustafa Kemal hala dünya lideridir.
8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum; Sevgiler ve Saygılarımla…
Unutmadan söyleyeyim: Kadına uygulanacak tek şiddet; ŞİDDETLİ SEVGİ’ dir.