Hayatın bitip tükenmeyen koşuşturmaları arasında o kadar vahim olayları gözden kaçırıyoruz ki, aslında her biri üzerinde uzun uzun konuşmamız ve düşünmemiz gerekiyor. Peki biz ne yapıyoruz? Önce bir iki üzüntü emojisi ve bir iki satır yorum yapıp konuyu/kendimizce çözmüş oluyoruz.
Daha yeni bir dram yaşandı Hatay’da. Valiliğin önünde “çocuklarım aç” diye feveran edip sonra da kendini yakan A.Y. isimli vatandaşımız, hastaneye kaldırılırken yolda geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Geriye hala aç çocukları kaldı. Üstelik artık onlar için endişelenen babaları da yok hayatta. O çocuklar için yarınlar da daha zor bir yaşam olacak hiç kuşkusuz. Hiç kimse hayatını bu şekilde kaybetmesin elbette, ancak siz hiç “ ülkemde savaş var, biz vatansız yaşayamayız diye “ kendini yakan tek bir sığınmacı gördünüz mü? Ya da biz açız diye kendini yakanı? Sizce de tuhaf bir durum yok mu? Tek bir olumsuz örnek yok. Sanırsın adamlar! Sığınmacı değil tatile çıkmış Fransız sosyetesi !
Bu dram yaşanırken Ağrı’dan memleket sevdalısı/hizmet aşkıyla göreve gelen Ağrı Belediye Meclis üyesi S.G. bir tweet paylaşımı yapıyor. Gerçi sonradan kaldırıyor aynı tweeti ama sosyal medya anında gereken tepkiyi veriyor. Bu paylaşımı yapan kişinin bir kadın olduğunu ve nasıl bir insani hasletle o cümleleri yazdığını siz değerli okurlarımın takdirine bırakıyorum.
Paylaşılan tweet aynen şöyle :
“ Kimse açlıktan kendini yakmaz. Öyle olsaydı, Nijerya, Çad, Zambiya, Haiti,Madagaskar , Yemen ve Sierra Leone gibi ülkelerde insan kalmazdı. Böyle ucuz siyasi manevraları millet yemez. “
Allah; insanlara, makamdan, paradan ve siyasi erkten önce zihin açıklığı ve şuur versin. Bir insanının kendini yakması nasıl bir siyasi manevradır? Örneğin o tutkuyla bağlı olduğu “memleket sevdalısı “ partisi için bu kadın böyle bir siyasi manevra yapmayı göze alabilir mi?
Diğer bir akıl tutulması, adam “açım” diye kendini yakmıyor. “ Çocuklarım aç” diyor. Bir babanın bundan daha vahim yaşayacağı ne gibi bir sorun olabilir ki? Eve gittiğinde evlatlarının yüzüne bakamayan bir babanın yerine kendinizi koyabilir misiniz? Bu dramın, bu kahredici ezikliğin matematiksel, sosyolojik, psikolojik veya başka bir ilim dalıyla izahını kim yapabilir ?
O; insanlığını yitirdiğini net bir şekilde ortaya koyan kadın hakkında ne gibi yorumlar yaptığımı ve ettiğim bedduaları kendime saklıyorum.
Bu ülkede tüm sorunlarını “ortak akılla” yenebilir ve tekrar güzel ve güneşli günler görebilir. Ancak insanlığımızı kaybeder ve bizden olmayanlar ölsün, hatta beter olsunlar mantığıyla davranırsak bu ülkede tek yaşanacak şey bu tür kahredici haberler olur. “Sesimizi duyan yok mu” diye seslenildiğinde sizler arkanızı dönüp giderseniz mutlaka ve mutlaka bir gün o çığlığın sahibinin sırtını dönüp gidenler arasından birilerinin olmayacağının garantisi yoktur.