Gazeteci Alev Fennibay’ın Tempo Gazetesi’ndeki köşesinde yayınlanan “ Erdoğan Demir-Mustafa Özdemir… Ve ben !”” başlıklı yazısını okumayanlar olduysa eğer, ibret-i alem için okumalarını tavsiye ediyoruz.
Dosdoğru, dört dörtlük bir yazı…
Mustafa Özdemir’in nasıl bir “senarist” olduğunu, nasıl peynir-ekmek gibi yalan söylediğini, konuşulanları nasıl çarpıtıp, değiştirdiğini bir kez daha anlamış olduk.
Gazeteci Alev Fennibay söz konusu yazısında, 15 Temmuz öncesinde Demir Ailesi’ni linç etmek üzere başlatılan operasyon sırasında gözaltına alınan aile fertlerinin kelepçeli fotoğraflarının yayınlanmaması için tamamen kendi inisiyatifi ile Mustafa Özdemir’e ricada bulunduğunu ifade ediyor.
Yani, hiç kimse Alev Fennibay’a bu yönde ricada bulunmamış, Alev Fennibay tamamen kendi düşüncesi ile böyle bir ricada bulunmuş…
Tıpkı şimdi olduğu gibi…
Alev Fennibay bu kez de kendi ismi üzerinden “yalan” söylenmesine tahammül etmeyerek, Mustafa Özdemir’in bu yöndeki beyanını yalanladı, hiç kimse kendisinden böyle bir ricada bulunmadığı halde, tamamen kendi vicdanı ve inisiyatifi ile “yalan beyanı” deşifre etti.
Helal olsun!
Delikanlılığın okulu yok, cinsiyeti de yok…
Delikanlılık “yürekte” oluyor.
Doğruyu söyleme cesareti mangal gibi yürekten kaynaklanıyor.
Keşke, yalanı-dolanı hayat tarzı haline getirmiş olan Mustafa Özdemir de, bundan bir ders alabilseydi.
Ancak öyle olacağını hiç sanmıyoruz…
Kış kışlığından, yalancı yalancılığından vazgeçmez.
Ne var ki, yalancının mumu, Alev konuşunca sönüyor işte.
***
Alev Fennibay, sözkonusu yazısında 15 Temmuz öncesinde şimdi herbiri cezaevinde ihanetlerinin bedelini ödemekte olan polis müdürlerinin, Demir Ailesi’ni yok etmek için nasıl bir operasyon düzenlediklerini, bu operasyondan Mustafa Özdemir’in “önceden” haberi olduğunu, Zirve Gazetesi’nin, Demir Ailesi’ne olan husumet yüzünden vatana ihanetten 7 yıl 6 ay hapis cezası alan Zonguldak eski Asayiş Şube Müdürü Savaş Topaloğlu’nun kendisi gibi FETÖ’den açığa alınan o zamanın BİK Müdürü Özgür Topaloğlu marifeti ile nasıl kapatılmak zorunda kaldığını özetlemiş.
Aslında bütün bu operasyonların devamında Zirve Gazetesi’nden sonra Demir Medya’nın kapatılması da vardı.
O nedenle Demir Madencilik’in sahipleri ve çalışanları dahil 67 kişinin sahte delil üretilerek ve sahte gizli tanıklarla gözaltına alınması ile eşzamanlı olarak Demir Medya kuruluşlarına da operasyon düzenlendi.
Kanal Z ve Yeni Adım Gazetesi, FETÖ’cü polis müdürlerinin talimatı ile adeta kuşatma altına alındı.
En az 10 saat süren inceleme-araştırma yapıldı.
Çalışanlar medyayı terk etmedi, polis medyada operasyon düzenlerken, yayını durdurma yetkileri olmadığından, hem Yeni Adım Gazetesi, hem de Kanal Z’den bu haksız-hukuksuz operasyonu eleştiren yayınlar yapıldı.
Bunun da tarihe not edilmesi gerekiyor.
Demir Medya personeli o denli ağır baskı altında bile “gemiyi” terk etmedi.
***
Mustafa Özdemir’in “marifetlerini” geçen gün özet halinde yazdık, şimdi tekrar etmeyelim.
O parmağında on marifet !
Yalan, iftira, şantaj, tehdit, kurgu, senaryo ve saire…
Ne ararsan var…
Ancak, yanlış hesap tutmuyor işte.
Yalancının mumu, “ Alev konuşuncaya kadar” yanıyor,,,
Sonra “Pısssssss” diye sönüp gidiyor.
UMUT İLİKSİZ