Sevgili Okuyucular bu ara siyasi konulara fazla girdim; nedense çıkamıyorum da…

Ama birkaç kelam daha konuşmak istiyorum.

Öncelikle konuşacağım konular; Siyaset Lügatının teoriğinde yer almasa da ne yazık ki uygulamasında yer almaktadır.

Bu arada unutmadan söylemek istediğim bir şey var. Siyasi parti teşkilatlarındaki görevlere, adaylıklara kimseyi zorla getiremezsiniz. Kimsenin kafasına silah dayayarak aday olmasını da saylayamazsın ya da bir teşkilat yönetimine sokamazsın. Belki ikna edersiniz, belki ısrar edersiniz ama esas olan kişinin kendi özgür iradesidir, menfaatidir, hayat bakışıdır, felsefesidir. Mutlaka kendi sebebiyle ve arzusuyla bu işe soyunurlar.

İşin devamına gelirsek Sevgili Okuyucular, iktidara karşı siyaset yapacaksan tabii ki de bu işin zorlukları olacaktır. Bu her dönemde de olmuştur. Bazı dönemlerde bu zorlamalar maksimum seviyede olmuştur, bazı dönemlerde ise daha az daha minimum düzeyde olmuştur. Zamanlara ve şartlara göre bu değişiklik gösterir. 

Velhasılıkelam iktidara karşı bir mücadeleye gireceksen bu işin de ne yazık ki fıtratında bazı sıkıntılar vardır. Hele bir de yeni teşkilatlar kuruluyorsa bu zorluklar daha da fazla olur; bu zorluklara maddi zorluklarda girer. Ciddi mücadele, cesaret isteyen bir iştir bu da. Bazıları bunu göze alır ( göze almak anahtar kelime ) bu yola çıkar, kimi çıkarını kollar bir de burayı deneyelim der, kimi bakarsın buradan bir koltuk da bize düşer der ve buna benzer sebeplerle aktif siyasete giriş yapar.

Göze almak diye bir söylemde bulundum sizlere Sevgili Okuyucular, ne yazık ki siyasi fıtratta bu siyasi hamlenden sonra bazı problemleri yaşama ihtimalinin aşikâr olduğu da bir gerçektir. İşsiz kalabilirsin, iş yerinde sıkıntı yaşayabilirsin, iş yerinde yerin değişebilir, işe girecekken giremeyebilirsin, akrabalarınla – dostlarınla – arkadaşlarında aran bozulabilir. Bu işin fıtratında bunlar siyasi lügatta yazmasa da teoride karşına çıkabilir. 

Mustafa Kemal bunu yaşamadı mı sanki? Bandırma Vapuru’na çıktından sonra vapuru geri döndürmek istemediler mi sanıyorsunuz? Amasya – Havza Genelgeleri yapılırken Atam geri çağrılmadı mı? Görevinden alınmadı mı? Ama o her şeyi göze almıştı; yılmadı, mücadele etti ve MİLLİ MÜCADELE’ye devam etti. Sonucunda bizlere cennet vatanımızı ve Cumhuriyet’i hediye etti.

Çok fazla tekrara düşmeyeyim; siyasi fıtratta bazı sıkıntılardan bahsettim sizlere ve gerekirse bu fıtrat uğruna bazı fedakârlıklarda bulunulabilir, hatta kayıplar da verilebilir. Ortada bir dava varsa, memleket varsa; bireysel çıkarlar, hedefler, hayallerin pek bir önemi kalmaz. Bazen gerekirse bazıları feda eder kendini; Nazım’ın dediği gibi “ Sen yanmazsan, ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. “

Son olarak Siyaset; ne kadar bilgi birikimi gerektirirse de bir o kadar da cesaret, özveri, fedakârlık gerektirir. Siyaset esasında gönül işidir; özünde memleket sevgisi barındır, ATA sevgisi barındırır, bayrak sevgisi barındırır. Ama ne yazık ki çıkar ve menfaat barındıran siyasetle genelde muhatap oluyoruz… 

Benim umudum var.

Biz her sabah ant içerek büyüdük; kurtuluşa dek, mücadeleye devam.

Selam ve Sevgilerimle…