Siyasetten iğrenmemin sebeplerinden biri “siyaset kadrolarını oluşturan bazı isimlerin aşırı egosu ve koltuk hırslarıdır” .
Elbette bazı siyasi aktörler hem partileri hem de ülke adına kolay kolay vazgeçilmezdir. Ancak hepsi mi? Örneğin hangi başkan yerine ikinci bir ismi hazırladı görev süresince ? Benim hatırladığım bir isim yok. Ömür boyu, yok yok, ölse bile makamda kalmak isteyen tipleri görüyorum. Bu hırsınız sonunuz olur İnşallah !
Yahu tamam vatana millete hizmet etmek güzelde , bir ara ver. Evine zaman ayır. Torun sev. Çiçek yetiştir. Bahçeye hıyar/domates ek. Balkonda biber saksıların olsun. Dalından kiraz ye, görmediğin ülke toprakları varsa oralara git. Yanında “ maiyetin olmadan” . Tek başına gir o kentin sokaklarına, insanlarla selamlaş … Korkma, bir şey yapmazlar.
Vatandaşın halini hatırını sor ! Seçim dönemleri dışında biraz garip olacak ama çabuk atlatır bu necip millet ! Çay ocaklarına git, simit al yanına bir de eritme peyniri ( Kars kaşarı daha iyi gider ama pahalı meret) çay ısmarla orada bulunanlara … kendi cebinden ver o parayı , endişelenme, 8-9 bardak çay ısmarlayıp batacak siyasetçi yok koca ülkede …Ben ki Bağkur emeklisiyken 3-5 bardak çayın hesabını yapmıyorum, size bir şey olmaz ….
Siyasiler bu aralar partisi yeniden aday göstermeyince ( İstisnalar kaideyi bozmaz) hemen yancı partiye kapağı atıyor. O yancı partide “ mal bulmuş mağribi” gibi balıklama dalıyor. Utanmıyor da, hiç düşünmüyor da, bu adam/kadın dün niye gelmedi de bugün bize geldi ?
Ne o siyasetin kendilerine ne de ülkeye bir katkısı olur.
O makamların ağırlığını görev yaptığın sürece kaldıramadıysan hiç boşuna uğraşma artık ebedi kaldıramazsın. Sana yazık değil, sana inanan gerzeklere acırım.
Belki bir çok meziyetiniz olmayabilir ama eğer şuurunuz yoksa bana göre bu Dünya da gerçekten boşuna özgül ağırlık yapıyorsunuz. Hava kirliliği demek istemiyorum. Onun çözümü var ama sizin hiç yok ….
Koltuklara urganla bağlanan tipleri sevmem. Yeri ve zamanında bırakmayı bilmeyene aptal gözüyle bakarım. Namık kemalin “ Özgürlük Kasidesinde “ dediği gibi “ çekildik izzeti ikbal ile bab-ı hükümetten” ….
Kovulmadan gidebilmek. Zirvede bırakmak. İz bırakmak. Beton duvarlar, çelik konstrüksiyonlu gökdelenler değildir eser bırakmak “ gönüllerde bir hoş sada bırakmaktır” . Yoksa kim hatırlıyor, Keban barajı hangi lider zamanında yapılmıştı?