Gündemde dışarıdan ithal edilen hayvanlarda görülen ve 150 civarında vatandaşımızda görülen “ şarbon” hastalığı olduğundan sizleri bu konuda biraz bilgilendirmek istedim.
Korkmayın, şarbon hastalığı insandan insana geçmiyor. Ancak, bakteriyel bir hastalık olan şarbon, hastalık taşıyan hayvanlardan insanlara kolaylıkla geçiyor. Tehlikeli bir hastalık mı? Kesinlikle evet. Şakası yok. Bilinen 3 tipi var bu hastalığın. İki türü erken tedavi olmazsa ölümle sonuçlanan vakaların görüldüğü tiplerdir. “ Akciğer ve Sindirim şarbonu” riskli olanlardır. Bir diğeri “deri şarbonudur” nispeten kurtulma şansı yüksek olan türüdür.
Son günlerde ithal edilen etlerde ve canlı hayvanlarda( Kurban için getirilen) görülmesi akıllara şu soruları getiriyor. Sınırlarımızdan bu etler ve hayvanlar geçirilirken “ kontrol” edilmiyor mu? Daha sonrasında ülkede satış aşamasına gelindiğinde “denetimleri” yapılmıyor mu? Sırf bu işler için kurulmuş müdürlükler var. Tarım ve Hayvancılık il/ilçe müdürlükleri bu işlere bakmaz mı? Örneğin ben ticaret yaparken haftada 3 kez iş yerimi denetime gelirlerdi. Tuhaf olan, aynı iş kolundan başka firmalara ayda 1 kez bile denetime gitmezdi o dönemin ( 2009-2010-2011 yılları arasında) bazı çalışanları.
Aradan uzun yıllar geçti. O kadrolardan bazıları görevden alındı. Kimileri “ FETÖCÜ” olduğundan hapse atıldı. Bazıları emekli oldu, sıyrıldı.
Ülkemizde bazı şehirlerde rastlanan “ şarbon hastalıklarının temelinde ciddi yapılmayan denetim sorunu olduğu kesin. Usule göre evrak imzalamakla yapılan denetimlerde elbette şarbonu anlayamazsınız. Şarbon; bazı olgularda klinik belirti vermeden ölümcül duruma gelebilmektedir. O yüzden riskli bir hastalıktır. Hayvan sahiplerinin veya çobanların hayvanlardaki değişimleri fark edip veterinerlere haber vermesi/ihbarı mecburi hastalıklardandır. Ancak yasa gereği şarbonlu hayvanlar “ tazminatsız !!! olarak öldürülüp imha edilmesi zorunlu olduğundan mal sahipleri genelde “mala geleceğine CANA gelsin “ mantığıyla hareket ederler. Bu konuda TCK nın nasıl bir ceza verdiğini bilmiyorum ama yaşanan olaylara bakarsak pek caydırıcı olmadığını söylemek yanlış olmaz. Bana göre cinayetle eş değer bir ceza olmalıdır.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği'nden alınan bilgiye göre 6 ay öncesine kadar et ve canlı hayvan ithalinde alımlar sırasında veteriner bulundurma zorunluluğu yüksek maliyetler yüzünden bir genelgeyle kaldırılmış.
Eğer bu uygulama devam etseydi, muhtemelen Türk Veterinerleri sağlıksız olan etleri ve canlı hayvanları alım izni vermeyecekti.
OSMAN AMCA
Mahallemizin; sessiz kendi halinde bir büyüğüydü. Zaman zaman elinde balık oltasıyla gördüğümde sohbet ettiğim, sohbetinden keyif aldığım Osman ( Bayrak) amcayı Pazar günü toprağa verdik. Mekanı Cennet olsun. Ülkesini seven, dürüst, kimseyle problemi olmayan, geride pırıl pırıl yetişmiş 3 evlat ve bir çok torun bırakıp giden mahalle büyüğümüze Allahtan rahmet diliyorum. Evlatları; gemi kaptanı Ayhan Bayrak, Bankacı Erhan Bayrak ve kentimizin değerli doktorlarından operatör Hüseyin Bayrak’a baş sağlığı diliyorum.