Değerli okurlar bu haftaki dersimiz YER ÇEKİMİ . Isaac Newton 1600 yılların ikinci yarısında yaşamış, kendi halinde bir fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, felsefeci, ilahiyatçı ve filozof İngilizdir. Bir gün elma ağacının altında kestirirken başına düşen elma ile bugün konusunu işlediğimiz “ YER ÇEKİM” yasasını bulmuştur. Klasik mekaniğin de temelini atan bilim insanıdır.
Newton; başına elma düşünce bizim Temel gibi “ elma ağacına” küfür etmeyip, olayların neden-sonuç ilişkisi üzerine kafa yormuş olmasa bugün belki de bir çok sorunun cevabını bulamamış olabilirdik. Ama eminim ki, örneğin CORONAVİRÜS e ait bir aşı geliştirilse ilim Dünyasının bir …(şeye) yaramayan ulemaları “ bu zaten falanca Kuran ayetinde vardı, biz biliyorduk” diyeceklerdir. Ve kutsal uçan kilim, ahreti gösteren terlik, okunmuş su, musluğun altına götürülünce kendi kendine dolan ibrik, tüm sorunlarınıza adet olarak ancak ilim irfan sahibi efendilerin bileceği sayıda dua okununca çözüm bulan kitapları yine pazarlamaya başlayacaklardır. Ben ticaretle uğraşırken insanlar daha mı akıllıydı ne! Bir çok kimse borç takıp sırra kadem basmıştı. Aynı uyanıkların, düzenbazlara para kaptırıp benim gibi yüksek IQ su olan birini dolandırmalarına hala çok kızgınım !
Dünyada şu anda insanların bir çoğu evlerinde ve tabi ki hepsi değil ama önemli bir kısmı “hayatı sorguluyor”, “ ülkeleri yöneten liderleri sorguluyor”, kimisi” din üzerine kafa yoruyor” bazıları “bunca servet yaptık, bir ağız tadıyla yiyemiyoruz, konu komşuya hava atamıyoruz” derdinde … Hayatı boyunca ev almak için borca girip gün yüzü görmeyen garipler de şanslarına isyan ediyor.
Daha yeni emekli olan kadim arkadaşım Cemal zaten uzun zaman önce uyarmıştı beni, “ emekli olduktan sonra büyük şanssızlıklar bekliyorum” diye, Allah’ı var beni bugüne kadar hiç yanıltmadı ! Maşallah dediği bebek bir hafta zor yaşar, bakışıyla uçak düşürür. El birliğiyle O nu MARS’A yollasak Dünya’yı büyük bir dertten kurtaracağız.
Hani dersimizin konusu “yer çekimi” idi, hiç bu konudan bahsetmedik dediğinizi duyar gibiyim. Bana göre yer çekimi yasası her zamankinden çok daha güzel işliyor. Her gün evde oturunca “hayatınızdaki defoları görmeye başladınız” … Yalan mı? Aslında hiç de öyle yerli dizilerdeki gibi bir hayatınız yokmuş. Sizi kekliyorlarmış, öğrenince çok kızdınız. “Aferin Bağoğlu’na, elimde fırsat olsa aynısını yapardım” diyenler acı gerçeklerle yüz yüze geldiler. O Bağoğlu’nun yaşadığı hayatın kaldırım taşları bizzat kendileriymiş, anladılar. Bundan büyük yer çekimi yasası mı olur? Hayatında köfteci Müjdat’tan başka yerde köfte yemeyenler kendilerini MALDİV adalarında yada MİAMİ de görüyorlardı.
Güçlü ülkelerden ne eksiğimiz var her yere görkemli camiler yapıyoruz, Mimar Sinan kıskanıyor koca Sinan diyenler, etraflarına “kentimizdeki yoğun bakım ünite sayısı yeterli mi” diye alttan alta soruyorlar. Camide cenaze namazı ve defin işlemi toplam 2 saat sürüyor ama hastalanırsanız en az 2 hafta yatacağınız “temiz-donanımlı-uzman personeli olan hastaneler” gerekiyor. Bırakın sizi Dünya kıskanmasın ama güçlü devletiniz size “sosyal devlet olma “ noktasında en iyi şartlarda bakabilsin.
Şimdi bu yazıda nerede yer çekimi var diyen okurlar lütfen yazıyı baştan bir kez daha okuyun. Newton’un başına elma düştü uyandı …