Çok iyi niyetle kurulduğundan hiç şüphem olmayan bir sosyal medya grubu bu ; “
ZONGULDAK HEPİMİZİN” . Bende dahil şimdilik 367 üyesi var. Çok değer verdiğim bir
büyüğümün gruba davetiyle haberim oldu. Böyle bir oluşum daha önceleri ZONGULDAK
PLATFORMU olarak gündeme gelmişti. Ne hikmetse yalnızca yerel seçimler öncesinde
canlılık göstermeleri de ayrı bir tartışma konusu. Grubun yöneticisi Tunç Çelebi’yi
tanımıyorum. Ancak daha önce de PLATFORM da bulunup bazı görüşmeler yaptığını
hatırlıyorum. Sanıyorum o zamanki çalışma amacına ulaşamamıştı.
Aslında çağdaş ülkelerde uygulanan bir metottur “ sosyal medya örgütlenmeleri”. Farklı
sesler farklı görüşler burada harman olur ve sonuçta ortak bir karar çıkar. Anladığım kadarıyla
bu yeni grup yine CHP ile bir yarışa girme düşüncesiyle hareket ediyor. Zaten böyle
hareketler için diğer partilerde size ancak gülerler. Peki Zonguldak hem siyasi yapı olarak
hem de kent insanları açısından böyle sosyal medyada grupla yapılan çalışmalara önem verip
bir karar verebilir mi? Örneğin daha öncesinde böyle bir örnek yaşanmış mı? Sanıyorum
HAYIR. Kentimizde bu tip çalışmaların herhangi bir siyasi karşılığı olduğunu
düşünmüyorum.
Siyasette bu tip kararların alınmasında iki yol izleniyor. İlki ve en geneli MERKEZ
YOKLAMASI. Bu durumda partilerin genel merkezi “şu adayla “ seçime gidiyorsunuz der ve
örgütler de o adayın/ adayların ( milletvekilliği için) başarısı için çalışır. Örgütler; kahır
ekseriyet içlerine sinmeyen adaylar pek yoğun mücadele etmezler. Haksız da sayılmazlar, “
siz seçemezsiniz sizin adınıza biz tercih ederiz, siz yalnızca işin hamaliye kısmını çözün”
felsefesi asla ve asla çoğulcu demokrasiyle bağdaşmaz. Peki ülkemizde diğer partilerde
uygulama farklı mı? Hayır, hep ilk yol izlenir. Uygulanmayan ve liderlerin korktuğu diğer
aday belirleme yöntemi ise “ ÖN SEÇİMDİR” . Kendine güvenen siyasilerin hiç çekinmeden
gireceği bu yol için genel merkezler hiç istekli değillerdir. Zira kendilerine yakın isimlerin
sandıktan çıkmaması olasıdır. Ben; parti MYK sında olup kendi seçim bölgesinde önseçimden
çıkamayacak bir sürü ismi sayabilirim. Peki bunca iyi ve üstün özelliği olan bu yolu niye
örgütler GENEL MERKEZLERİNE diretemiyor? Eğer bir il/ilçe örgütü ÖN SEÇİM diye
diretip “istifa etme” erdemini gösterirse ne olur? O parti içinde makam sırası bekleyen diğer
NAMZETLER hemen istifayla boşalan görevlere balıklama dalarlar. Ve genel merkezlerinin
talimatıyla MERKEZ YOKLAMASINI kabul edip, TEPEDEN gelen adaya onay verirler.
İstifa edenlerde yaptıkları efelikle kalırlar.
Bu işler parti dışından akıl vermekle değil, partiye üye olup, mahalle delege seçimlerinden
başlayarak, ilçe kongrelerinde ve il kongrelerinde ( tabanında gücüyle) il başkanlığını
belirleyip o kongrede KURULTAY DELEGELİKLERİNDE başarı kazanmakla olur. Yoksa
iyi/kötü, cahil/okumuş, genç/yaşlı, zengin/fakir, işçi/emekli, kentli/köylü,
kariyerli/deneyimsiz herkesin kendince bir fikri elbette var. Bugün sokakta kime sorsan ben
bu ülkeyi yönetemem demez, aksine “ah ah şu ülke yönetimini bir bana verseler” diyecek
binlerce insan duyarsınız.
İşte bu yüzden ben bu sosyal medyadan yapılan partisel yorumları boşa bir çaba olarak
görüyorum. Etkisi olmaz mı ? elbette olur ama sana / bana ! yoksa ANKARA’da hiçbir
partinin genel merkezi bu işlere bakmaz.
Son bir not, ülke insanımız seçimden seçime yanına gelen siyasilere hiç sıcak bakmaz,
hatırlatayım dedim.