Orta Çağ'da çocuklar bir ebeveyn misali giyindirilir ve de öyle görülür. Korkulur çocuk olmaktan sanki onlar hiç çocuk olmamış gibi. Yeni doğan bebekleri şeytandan geldiğine inanılır bir balkondan diğer balkona atılır top misali oynanır sizin anlayacağınız oyuncak gibi kullanılırmış. Hele ki o bebek ağlamasın tanırının bir cezası olarak görülür. Hele ki Bir damla gözyaşı aksın duvarlara asılır tanrıya dua edilirmiş. Sanki onlar hiç ağlamamış gibi…
Bir kere daha hatırlatmak isterim coğrafyanın insan ruhu ve bedeninde kader olduğunu.
Siz de bilirsiniz ki kulaktan kula dolaşan günümüze kadar gelen bir gerçek hikâye vardır. Arap yarım adasında İslam elçisinin gelmediği dönemlerde kız çocukları diri diri gömülür gömülmeyenlerde erken evlendirilir kuma üstüne kuma yapılırdı. Dışarı çıkamaz konuşturulmaz sen ne yapmak istiyorsun, ölmek istiyor musun ya da sen bu yaşlı amca ile evlenmek istiyor musun diye sorulmazmış. Sanki bu yalan dünya o yaratık insanlara yaratılmış gibi 
Sahi ya hala onlar dışarı çıkamıyor hatta ve hatta insan yerine koyulmuyor cinsel bir obje olarak görülüyor hala kuma üstüne kuma yapılıyor hâlbuki melekten hallice o kız çocukları.
Bu yaşananlar yıllar yılları aldı götürdü. Şimdi ki çocuklar beklide diri diri gömülmedi top gibi balkondan balkona atılmadı ama durun söylemek isterim size niye bombalandı. Bombaların içinde niye oyun oynadı neden bir baba post-modern dönem dediğimiz modernliğin ve özgürlüğün en üst seviyesinde olduğu bu dönemde çocuğunun kanlar içindeki cesedini gökyüzüne kaldırdı.
Şimdi sormak isterim sizlere çocuk olmak mı suç insan olmak mı?
Sanırım çocuk olmak her dönem suç 
Ya da insan olmak…