Eğer yaşadığınız kent küçük bir şehir ise, halkın hala birbirini tanıdığı, sokakta pazarda tanıdık isimleri görebileceğiniz anlamı taşır. Bu kent birde on binlerce emeklisi olan bir yerleşim yeri ise neredeyse sorunlarınız dahi benzerdir. Hiç konuşmadan da anlaşabileceğiniz arkadaşlarınız vardır ve sizler bu durumdan hiç rahatsızlık duymazsınız.

 Çok değil 15-20 yıl öncesine kadar “ ah bir emekli olabilsek” denilen bir ülkeden “ kahretsin emekli olduk” noktasına geldiğimizi üzülerek yazmalıyım. 2008 yılından sonra MAAŞ BAĞLAMA ORANLARINDA güzelce oynayarak % 30 lar seviyesinde düşen maaşlar yıllar boyunca patinaj yaparak bugünkü komik noktaya getirildi. Zaten bundan bir adım sonrası SOSYAL YARDIM demektir. Ülkemize yağmaya gelen sığınmacılara dahi bu komik bedeller reva görülmemiştir. Bizim ülkemizde bizim emeklilerimizden iyi yaşadıklarını görmemek için saf olmak yetmez aynı zamanda KÖR de olmak lazımdır.

  Soğuksu da sık takılan emekli Mahmut, şanslıdır babadan kalma evi var ve kira derdi yok ama o bile sürekli isyanda. Yeni emekli Cemal büyük hayal kırıklığı yaşadığı için hala olayın şokunu atlatamamış durumda. Bu garibim benim gibi kirada olduğundan hayatın güzel yönlerini görme şansı yok. Oysa geçen yıla kadar “ Suriyeliler zenginliğimizdir” deyip duruyordu. Şimdi beni her gördüğünde soruyor” bu asalaklar ne zaman dönecek” diye … Bende bir emekli, kalp krizi geçirip eksilsin diye “ sanırım hiç dönmeyecekler” diyorum. Suratı kıpkırmızı oluyor. Bu salağım emekli olunca 25-30 bin lira maaş alacağını düşünüyordu herhalde.

  Emekli Cevat abi ;eski taksi şoförü. Hayatın çemberinden geçmiş eski kulağı kesiklerden. Bu maaş bile fazla bu kalın kafalılara diyor. Bu topraklarda hak verilmez, alınır. Alınır da bu kafadakilerle kenefe gidilmez, diyor sürekli. Eski kartal arabasına tüp bağlatmıştı uzun yıllar önce, “bir göz oda evimde var, çoluk yok çocuk yok, olanlar düşünsün” ne yapalım, biz anlatınca horoz gibi kabaranlar şimdi “ah vah ediyorlar” diye öfkesini aktarıyor.

  Adı Kısmet ama kendi bildiğin Medine fukarası olan abimiz de isyan kuyruğuna girenlerden. Bu maaşlarla değil yaşamak sürünmek bile mümkün değil diyor. O kızarken yine emekli Servet abi “  oğlum güya adın Kısmet ama halin gudubet” deyip gülüyor. “sen haline şükret senin maaş 14 bin kaymeden fazla, ya 10 bin alan ne yapsın” diye teselli veriyor.

   Mustafa hem emekli hem de çay ocağında korsan çalışanlardan. Tanıdım tanıyalı iki yakası bir araya gelemeyen tiplerden. Bir çocuk doğduğunda ne … olacağı belli olurmuş. Bunun ki o hesap, buna maaşı dolar üzerinden versen KUR düşer ABD yıkılır. Hani etli butlu biri olsa çok yemiş diyeceğiz ama herif Afrikalı sıtma çocuklar gibi, bir tek pis şişkin bir göbeği dışında gözle görülecek bir tarafı yok. Dut ağacının dalına don bağlamışlar, o kadar görüntü kirliliği var anlayacağınız. Yok yok bize sırf bunun yüzünden fazla maaş vermiyorlar. Çok da versek nasılsa bir şeye yaramayacak en iyisi ölsünler diye düşünüyorlardır. Mustafa’yı görünce bu fikrim hep mantıklı gelmeye başlıyor.

  Kerim kardeş en talihsiz olanımızdır. Oturduğu babadan kalma ev, öndeki inşaat yüzünden zarar gördü. Uyanık müteahhit sıvıştı. Kerimlerin evi yıkıldı. Ne hasarı tahsil edebildiler ne de barınacak bir yeni eve sahip olabildiler. Ortada çok mağdur var. Yeni inşaattan ev alanlar en sonunda üçüncü bir şirkete yeniden ödeme yaparak binalarını bitirmeye çalışıyorlar. Kerim aldığını iddia ettiği “ İNSANLIK DIŞI” maaş için her gün beddua ediyor. Sanıyorum yukarıyla bağı pek sıkı fıkı değil, henüz isyanlarına bir yanıt gelmiş değil. Müteahhit ABD’ye gitmiş diyorlar. Ee para var huzur var.

  Satılmış ağabey Bağkur emeklisi. Nasılsın diye sormayın bir yandım diyor, diğeri 1 saniye sonra otomatik olarak geliyor. Bu şık beyefendi adamın durumu cidden yürek burkan bir gerçek. Ülkeye 1 lira zararı olmamış, ülkeden 1 lira almadan yıllarca kendi işyerinde, üstelik kira vererek çalışmış, devlete Gelir vergisi, stopaj, belediyeye rüsum, maliyeye KDV ödemiş, SGK ya 9000 günden fazla prim ödemiş ve aldığı asla o yaşananların karşılığı değil. Kimin duası kabul olur bilmem ama bu Satılmış ağabeyin bedduası tutar buna eminim.

  Emekliler Ocak ayını bekliyor ama size garanti verebilirim, 2025 yılında en büyük kazığı yine emekliler yiyecek. Hadi afiyet olsun.